IQNA’nın Daily Mail aktardığına göre, Seregül Suyitebay Xinjiang eyaletinde bir Uygur Müslüman kampında gözaltına alındıktan sonra yurt dışına kaçmayı başaran Uygurlu kadınlardan biridir.
Gözaltı merkezinde Müslüman kadınların işkencesine tanık olan Uygurlu kadın ‘’ Çinli yetkililer, 200 mahkumu, kadınların istismar sahnelerine tanıklık etmeye zorluyor; mahkumların sırtlarını dönme, gözlerini kapatma veya yüzlerinde rahatsızlık gösterme hakları yoktur. Ayrıca, memurlar tarafından istismara uğrayan kadınların çığlık atmasına izin verilmemekte, aksi takdirde yakınlarıda tacize uğramaktadır.’’ dedi.
Suyitebay, Xinjian ‘da Çinli yetkililerin baskıları ve Uygur kültürünün yok edilmesini sıkı kontrol ve denetim , kısırlaştırma, mahkumlar üzerinde işkence ile birlikte zorunlu tıbbi testler uygulanmasını nazilerin çalışma şekli ile karşılaştırdı.
Uygurlu kadın geceleri kamplardan inleme seslerinin yükseldiğini makhumların şiddetli şekilde dövüldüğünü, tırnaklarının söküldüğünü bazılarının ise hiçbir zaman gözaltı merkezlerinden çıkamadığını ve onların öldüğünü düşündüğünü ifade etti.
Seregül Suyitebay ilk önce Kazakistan’a kaçtı. Orada yetkililerin kendisini Çin’e gönderme çabalarını görünce İsveç’e gitti ve şimdi orada yaşamaktadır.
Müslümanların cami ve türbelerinin yıkımı bu ülke Müslümanlarının kültürel ve dini tezahürlerini ortadan kaldırmak için yapılan girişimler Çin'in İslamla savaşma kampanyasının bir parçasıdır.