Soykırım nedeniyle Myanmar üzerinde ekonomik ve siyasi baskı artıyor
Asia Times web sitesi raporunda, Myanmar ordusu tarafından Arakan Müslümanlarının soykırımı nedeniyle Myanmar hükümetine karşı dünya ülkelerinin eylemlerini açıkladı.
Raporda şöyle yazmaktadır: 26 Şubat’ta Myanmar hükümeti, ilk kez Arakan Müslüman azınlığa karşı güvenlik güçleri tarafından 2017 yılında ciddi ve sistematik şiddet uyguladı. Almanya Kalkınma Bakanı Gerd Muller, Berlin'in Arakan azınlığının etnik temizliği nedeniyle Myanmar ile artan işbirliğini askıya aldığını açıkladı.
Muller, Myanmar’ın uyguladığı şiddet korkusu nedeniyle Bangladeş'e kaçan 700 binden fazla Arakanlının güvenli bir şekilde geri dönmesini sağlama ve halen ülkede yaşayan Müslümanları korumak taahhüdünü yerine getirene kadar işbirliğinin askıya alınmasının devam edeceğini söyledi.
Muller Myanmar için askıya almanın mali yükünü belirtmedi. Aynı zamanda Alman hükümeti, Bangladeş'teki Arakan mültecilerini desteklemek için 15 milyon Euro tutarında bağış yaptığını açıkladı.
Muller, Myanmar'ın önemli sorumluluk üstlenmeyi ve Arakan mültecilerinin güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşü için koşullar yaratmayı reddetmesi durumunda maliyetlerin artmaya devam edeceğini söyledi.
Muller ayrıca, hükümet yaptırımlarına ve askeri yetkililere vize verilmesine ilişkin kısıtlamaların yanı sıra ticaret yaptırımları da dahil olmak üzere Myanmar'a karşı başka yaptırımlar da olacağını duyurdu.
Raporda, Myanmar hükümetinin insan hakları karşıtı davranışına ve iktidar partisinin lideri Ang San Suu Kyi'nin sorumsuzluğuna işaret edildi. Ve şöyle devam etti: Kasım 2019'da Myanmar, Gambiya'nın 1948 BM Soykırım Sözleşmesi'nin ihlaliyle ilgili resmi şikayetine yanıt olarak, Gambiya'nın iddialarının Rahin eyaletinin durumu hakkında eksik bilgi ve yanlış anlamalara dayandığını iddia etti.
Rapora göre Suu Kyi, Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi savcılarına 2017 yılında kuzey Rahin’de olanların sadece silahlı bir iç çatışma olduğunu Arakan Kurtuluş Ordusu'nun (Rohingya azınlığın haklarını savunmaya çalışan silahlı bir grup) koordineli ve kapsamlı saldırılarla başladığını ve Myanmar ordusunun da tepki gösterdiğini söyledi.
Raporda, bazı ülkelerin Myanmar'a tepkisini açıklamaya devam edilerek şöyle devam etti: 25 Şubat'ta Maldivler, Gambiya'nın Myanmar'daki soykırımla ilgili şikayetini desteklemek üzere Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde dava açacağını açıkladı. Diğer ülkelerin de önümüzdeki haftalarda benzer eylemlerde bulunması bekleniyor. Örneğin Kanada ve Hollanda Aralık ayında Lahey'deki mahkemede Gambiya ile birlikte çalışmayı planladıklarını açıklamışlardı.
Gambiya'nın şikayeti, Myanmar'daki Müslümanların soykırımına karşı açılan çeşitli uluslararası davalardan sadece biridir. 13 Kasım'da Arakan ve Latin Amerika insan hakları örgütleri, Arjantin mahkemesinde Myanmar hükümeti ve askeri yetkililerine karşı dava açtılar. Dava, ciddi uluslararası suçlara karışan kişilerin, suçun işlendiği ülke dışındaki ülkelerde yargılanabileceği ve mahkum edilebileceği yasal ilkesine dayanıyordu. Amaç Arakan azınlığına karşı işlenen suçları gizleyen failleri, suç ortaklarını ve bireyleri cezalandırmaktır.
Raporda son olarak şu ifadelere yer verildi: Almanya ve Maldivlerin girişimi Myanmar’ı Arakan Müslüman azılığına karşı işlediği suçların sorumluluğunu üstlenmeye ve yanıt vermeye zorlayan açık bir mesajdır. Yasayı, insan haklarını ve savunmasız azınlıkların korunmasını kabul eden diğer ülkelerde bu alanda kendilerine gelerek harekete geçmelidir. Myanmar ayrıca Arakan azınlığına yanıt verme ve acılarını sona erdirme çabaları karşı engel olmaya devam etteği sürece umutsuz ve münzevi bir hükümet haline gelecektir.
En çok konuşulan başlıklar 