Mümin (Ğafir) Suresi'nin bir bölümünde Hz. Musa'nın kıssası ve Firavun ile karşılaşması anlatılır. Kur'an-ı Kerim'e göre Firavun'un onu tehdit ettiği yerde Hz. Musa şöyle karşılık veriyor: "Mûsâ da, 'Ben, hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan Allah’a sığınırım' dedi." (Ğafir Suresi 27. ayet)
Dua etmek ya da sığınmak içgüdüsel ve fıtrî bir şeydir ve insan tehlikelerle karşılaştığında daha yüksek bir güce sığınarak huzur ve güvene kavuşmaya çalışır. Din kültüründe, özellikle İslam'da, Yüce Allah, insanın tek sığınağı olarak tanıtılmaktadır. Kur'an-ı Kerim, Nas Suresi ve Felak Suresi gibi Mekke’de ilk nazil olan surelerle gerçek sığınma konusunu açıklayıp her türlü şerden uzak durmayı ve Allah'a sığınmayı tanıttı. Sığınma konusu Kur'an'da 17 defa geçmektedir.
İnsan genellikle kötülükten Allah'a sığınır. Bazen bu şerler zalim ve kötü insanlardan, bazen de bu kötülükler şeytani vesveseler olarak insanı ilâhî yoldan uzaklaştırıyor. Bazen görünür, bazen de insanın kalbinde ve zihnindedir. Kur’an'ın çeşitli ayetlerine göre cennetten kovulan şeytandan, zalim düşmandan ve düşmanların komplolarından, günahtan, haram maldan ve genel olarak insanı Allah’a kulluk yolundan alıkoyan her şeyden Allah'a sığınmamız gerektiği noktasına geliyoruz.
Ayrıca Kur’an okumaya başlamak için öncelikle kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınmamız tavsiye edilir. Nahl Suresi 98. ayette bu öğüt şöyle bildirilmektedir: "Kur’an okuyacağın zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın."