Camiler; inşa edenler ve yıkanlar
Cami, Müslümanların önemli merkezlerinden biridir; bazen toplanma yeri, bazen de dini, mezhebi ve sosyal törenlerin ve toplantıların düzenlendiği bir merkez olarak kullanılmıştır. Tarih boyunca İslam ülkelerinde camiler olumlu gelişmelerin ve etkilerin kaynağı olmuştur. Bazen camiler bir bireyin veya kişilerin ve hatta bir toplumun sorunlarını çözmüş ve manevi gelişimin yanı sıra toplumun başka alanlarda da büyümesine yardımcı olmuştur.
Bu nedenle İslam'da camilerin inşası ve teveccüh edilmesine çok önem verilir ve hatta camilerin herhangi bir şekilde tahrip edilmesi veya çok olmasının engellenmesi en büyük zulüm olarak kabul edilir. Bakara Suresi 114. ayetinde bu husus zikredilmektedir: "Allah’ın mescitlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir. Böyleleri oralara (eğer girerlerse) ancak korka korka girebilmelidirler. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap vardır".
İnsanların camiye girmesini engellemek, Allah'ın adını anma ve onu yıkmaya çalışmak, sadece binasını yıkmak değildir, camilerin yıkılmasına ve çokluğunun azalmasına neden olan her türlü eylem de aynı kuralı içerir. Tevbe suresi 18. ayeti şöyle yazmaktadır: "Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur".
Bazı rivayetlerin açık metnine göre, mescidin yapısı ve abad edilmesi sadece inşası ile ilgili olmayıp, buradaki toplantılara katılmak, camilerde oluşan dini çevrelere ve meclislere dikkat etmek ve Allah'ı zikretmek de bir nevi ilerleme ve gelişmedir. Dolayısıyla tam tersine, insanlara Allah'ı anmayı ve mescidlerden uzak tutarak unutturacak her unsur büyük bir haksızlıktır.
En çok konuşulan başlıklar 