Al Alam sitesinin haberine göre, Hindistan'daki Müslümanlar, kendilerini en temel haklarından mahrum eden yeni vatandaşlık yasasına öfke ve muhalefetlerini ifade etme hakkına sahipler fakat Müslümanlar bu yasanın haklarının ihlal edildiğine ve onlara karşı ırkçılıkla davranıldığına inanıyorlar.
Tabii ki, Arap-İslam topluluğunun bu şiddete karşı sessizliği ve Hindistan'daki Müslümanlara karşı sistematik aşırılık, özellikle yeni şiddet dalgası ABD Başkanı Donald Trump'ın ülkeye ziyaretiyle çakıştığı için doğal değildir.
Arap dünyasının birçok kralının ve yöneticisinin şu anki lideri ve manevi babası olarak kabul edilen Trump, onlardan faydalanarak boş sözlerle avutmaktadır.
Trump’ın Hindistan ziyareti Hindistan'ın Bharatiya Janata Partisi'nin aşırılık yanlısı Başbakanı Narendra Modi ile gerçekleşmektedir. Bu görüntü Hintli Müslümanların Hindistan'daki tanrılara kurban olarak sunulduğu fikrini yaratıyor.
Modi, Müslümanları "Sami" tanrıları için feda ediyor; gerçekleşen eylemler hükümet politikalarına uygun ve Hindistan'daki aşırıcı sağcılar tarafından desteklenmektedir.
Hintli Müslümanlara karşı yapılan şiddet ve zulüm karşında Arap-İslam topluluğunun acı sessizliğine rağmen dünyada mustazafların seslerine cevap veren İran İslam Cumhuriyeti topraklarından sesler yükseldi ve İranlılar Hindu aşırılık yanlılarının ülkedeki Müslüman azınlığa yönelik baskı ve şiddetinden öfke ve memnuniyetsizlik duyduklarını ifade ettiler.
Her zaman "Müslümanların işlerini önemsemeyenler Müslüman değildir" sloganıyla hareket eden İran, bu tür hedefli şiddeti kınamak için ön plandadır.
İran İslam Devrimi Lideri Ayetullah Hamanei, Hindistan hükümetinden aşırılık yanlısı Hindulara ve destekçileri karşısında durarak ülkedeki Müslümanlara karşı şiddete son vermeleri çağrısında bulunmuştur.