Dini ve Kur’anî faaliyetlerin kalbi
El Şuruk sitesinin haberine göre, Cezayir'in Satif ilinde bulunan " Seyyid Hasan Al-Şerif'" dini merkezi, ülkenin en eski yapılarından biri olup 800 yıldan daha eski olup, kendine özgü mimari yapısı ile bugün de ayaktadır ve her kesimden insan tarafından ziyaret edilmektedir.
Mısır gazetesi Al-Şuruk, merkezi şöyle anlatıyor: Satif ilinin kuzeyindeki Ayn al-Ravi kasabasının dağlarında Kur'an-ı Kerim sesini duyuyorsanız, bilin ki sekiz asırdan daha eski olan bilim adamları ve alimlerin feneri olan Seyyid Hasan Al-Şerif'in merkezinden geliyor.
Bu merkez Miladi 1203'te, (H. 624 ) dönemin âdil ve salih şahsiyetlerinden İmam Hasan İbn Ali (a.s) ile akraba olan Seyyid Hasan el-Şerif tarafından kurulmuştur.
Merkezin mütevellisi Al-Ayd Dali, şunları söyledi: Bu, kendi zamanında reformcu, öğretmen ve akıl hocası olan ilim ve fazilet adamı Hasan al-Şerif'in inşa ettirdiği Allah'ın evlerinden biridir ve Allah ona dereceler ve ilimler vermiştir. Eski günlerden beri bu merkez, din bilimleri alimlerinin ve araştırmacılarının uğrak yeri olmuştur. Bugün ise ülkenin farklı illerinden kendisine gelen öğrencilerin ilmî eğitimi ile Kur'an eğitiminde çeşitli dallarında ayrı bir faaliyet göstermektedir.
Merkezin sorumlusu, bu kurumun kendine ait bir manevi faaliyeti olduğunu, beş vakit namazın ve Cuma namazının burada kılındığını belirterek, "Bu bina dağlık bir bölgede olmasına rağmen özellikle Cuma günleri farklı bölgelerden ibadet edenler buraya geliyor. Ve caminin etrafındaki meydan da yoğun trafik oluyor.’’ dedi.
Hasan al-Şerif Camii imamı ve vaizi Şeyh Abdul Rahman Buktusha'ya göre, bu dini konak, Şeriat ve din ilkelerini öğretmekle ve bilimsel ve eğitici kurslar düzenlemekle meşguldür. Buna ek olarak, orada insanlar arasındaki farklılıkları konuşmak, çözmek ve toplumu reforme etmek için toplantılar düzenleniyor.
Birkaç yenileme döneminden sonra, merkez yüzyıllarca yıl hayatta kaldı, en önemlisi 2004 yılında onu yenilemek ve yeniden yapılandırmak için gönüllü olan Mevlüd Lacal sayesinde başladı. Ayn al-Ravi kasabasının devasa dağları arasında inanılmaz bir Fas-Cezayir tarzına sahip bir mühendislik şaheseri olarak kabul ediliyor.
Mevlüd Lacal El Şuruk gazetesine şu açıklamada bulundu: 2004 yılında harap ve eski bir yapı haline gelen ve az sayıda öğrenci ve akademisyene ev sahipliği yapan merkezin durumundan etkilendiğimiz için yeniden yapılanma sürecine başladık. Her an ziyaretçilerin üzerine düşme tehlikesiyle karşı karşıya olan eski binayı ciddi bir tadilatla kendine özgü geometrik şekli ve gök mavisi rengiyle devasa bir binaya dönüştürdük ki bu herkesi şaşırttı ve etkiledi.
Uzman mühendislerin gözetiminde 70'den fazla işçi merkezin yeniden inşasında yer aldı. Ancak en büyük zorluk, amfiler, öğretim salonları, mutfak, bahçeler ve 24 konut dahil olmak üzere tüm olanaklarla donatılmış yeni yapının inşa edildiği dağı tesviye etmekti.
Bugün bina tamamlanmış ve kendine özgü mühendislik formuyla bir sanat modeli haline gelmiştir. Onu Cezayir'deki en iyi dini yapılardan biri yapan ve farklı bölgelerden insanları ziyaret etmeye çeken eşsiz mimarisidir.
İnsanlar buraya manevi ortamın, bahçenin ve dağın ortasında bir tablo gibi görünen büyüleyici konumunun tadını çıkarmak için geliyorlar. Cezayir'deki diğer camilerden ve dini mekanlardan ayıran bu yere inanç turizmi çerçevesinde birçok kurum geziler düzenlemektedir.
Özellikle yaz aylarında erkekler, kadınlar ve çocuklar için sağlıklı bir tatil yeri olarak kabul edilir ve Cezayir'in farklı illerinden ve hatta yurtdışından turist çeker.
4055423
En çok konuşulan başlıklar 