IQNA

Kur’an'da tevhid inancı / 4

Kur’an-ı Kerim’in hakikatı

14:02 - November 29, 2022
Haber kodu: 3478412
İnsan, zaman bilinci en yüksek olan canlıdır. Ancak yaşayıp tükettiği bir günü tekrar etme şansı yoktur.

İnsanın zaman ve mekâna bağımlılığı onun sı- nırlı oluşunun en bariz göstergesidir. Bu durum, kendisine sunulan ömrün değerini bir kez daha hatırlatmaktadır. 

Çünkü ömür kendisine biçilen bir yaşama süresidir ve alternatifi olmayan bir olgudur. Ayrıca hakikat algısının doğrudan bağlantılı olduğu ilk unsur da zamandır. Zamanın özel bir kesiti olan ömrün değerine Kur’an da bazı ayetlerinde değinmiştir.

Kur’an ayetleri her zaman insanları gafletten uyandırmak için uyarılarda bulunur. büyüklerin gözünde bu tür insanlar ariftir.

IQNA’nın haberine göre, din alimi ve arştırmacı Hüccetül islam Velmüslimin Muhammed Ali Hüsrevi ‘ayetlerle maksuda’ kadar dersler dizinin dördüncünde hakikatın aslı gerçeğine dikkat etmenin önemini açıkladı:

Kur’an-ı kerim hakkında konuşmak kapsamlı, talı, ilginçtir çükü tüm insanlara hitap eder. Bakara suresi, 185. ayeti: “O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği ramazan ayıdır.”

Al-i İmrân suresi, 4. ayeti: “O sana kitabı, gerçeğin ta kendisi ve öncekileri doğrulayıcı olarak indirmiştir; daha önce insanlara doğru yolu göstermek üzere Tevrat ve İncil’i indirmişti; furkanı da indirdi. Bilinmeli ki Allah’ın âyetlerini inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah suçlunun hakkından gelen mutlak güç sahibidir

Ancak Kur’anın asıl muhatabları Ulu’l-elbab (akıl sahipleri) olarak beyan edilmiştir. Yusuf suresi, 111. ayeti:  “Andolsun onların kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır. “

Maide suresi, 100. ayeti: “De ki: “Kötünün çokluğu sana ilginç gelse de iyi ile kötü bir değildir. O halde ey akıl sahipleri, Allah’a âsi olmaktan sakının ki kurtuluşa eresiniz!”

Ulu’l-elbab ifadesi fıtratı bozulmamış, kendisi için gerçek ortaya çıktığında bunu kavrayan, kabul eden, kişisel zaaf ve beklentiler sebebiyle görmezlikten gelmeyen kişiler kastedilmektedir. Bu tabir, sağlam duruş sergileyen kişiler için de kullanılır. 

Ulü’l-elbâb Kur’an-ı Kerim’de on altı ayette geçer. Bu on altı yerde ulu’l-elbâb’ın ortak özelliği takva, tezekkür, tedebbür, tefekkür, itibar ve geceleri değerlendirecek kadar Allah’a candan bağlılıktır, takvadır. 

Kur’an-ı Kerim’in çeşitli ayetlerinde düşünmek, anlamak gibi hususlara dikkat çekilmiştir. Aldatıcı dünya insanı sarhoş ederek gaflete sürükler. Güç, zenginlik, gurur ve ilim ve bunun gibi bütün bu sarhoşluklar insanın şuurunu kaybetmesine neden olur ve gözünün önüne gaflet perdesi iner ve her şey kaybolduğunda gözünü açar.

Kur’an’ın bütün ayetleri bu gafletten sakınmak için birer ibret ve uyarı niteliğindedir. Büyüklere göre bu tür insanlar ariftir çünkü arifler bu konulara en çok dikkat eden kişilerdir.

Yıl değişimi ne içindir? Hatırlatmek ve uyarmak için değil mi? Kur’an ayetleri bu mesirde hareket etmektedir.

Arkadaşlar, bugün Kur’an ayetlerini okumak istediğinizde bu bakış açısıyla okuyun ve gaflet ve dikkatsizlik perdelerini nasıl kaldırdığını görün.

Böyle bir bakış açısıyla Kur’an-ı Kerim, her şeye ışık tutan bir hakikattir. Kur’an’ın hakikati, kâinatın hakikatini ve varlığın aslını hatırlatmak için algı, anlayış ve bilinç uyandırmaktır. Doğanın pınarı da bunu yapar. Umarım Kur’an-ı Kerim’den daha fazla faydalanabiliriz.

captcha