IQNA

İnanç ilkeleri; Nübüvvet/12

Toplum ilâhi yasalara nasıl bağlı kalır?

19:24 - February 07, 2023
Haber kodu: 3479213
İlahi değerleri ve dini kanunları belirledikten sonra sıra toplumun bu kanunlara bağlılığını teşvik etmeye gelir. Toplumda dini değerlerin yerleşmesine yönelik yöntemler, yaygın yöntemlerden farklıdır.

Her toplumda kurallar çeşitli yollarla uygulanır. Bunlardan dördünü şöyle sıralayabiliriz:

1-Alışkanlık ve taklid: insanlar bazen hiçbir bilgileri olmadan ve sadece atalarına uydukları için bir emri kabul ederler.  İslam körü körüne taklidi reddeder. Kur’an’da birçok ayette, atalarını örnek alarak yaptıkları yanlışları haklı çıkaran müşriklerin yolu şiddetle kınanmaktadır.

A’râf suresi 28. ayeti: “Onlar bir kötülük yaptıkları zaman “Babalarımızı bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti” derler. De ki: “Allah kötülüğü emretmez. Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?”

Allah’tan başkasına ibadet etmek konusunda ise şöyle dediler: “Onlar da “Atalarımızı bunlara tapar bulduk” diye cevap vermişlerdi.” (Enbiyâ suresi 53. ayeti)

2-Korku ve tamah: zalimler gözdağı ve korku ile halkı köleleştirirler ve kanunlarını uygularlar. Firavun, Musa’ya şöyle dedi: “Benden başkasını tanrı edinirsen, yemin ederim ki seni zindanlarda süründürürüm!” dedi. (Şuarâ suresi 29. ayet)

Ayrıca çekici tekliflerle başkalarını da cezbederler. Tıpkı tüm sihirbazları toplayan ve Hz Musa’yı (as) yenebilirlerse onlara zenginlik ve ödüller vaat eden Firavun gibi  “Sihirbazlar geldiklerinde Firavun’a, “Üstün gelen biz olursak herhalde bize bir ödül vardır, değil mi?” dediler.” (Şuarâ suresi, 41. ayeti)

Korku ve tamahın, insanların yasaya boyun eğmesi için iki güçlü faktör olduğu açık bir gerçektir. Ancak bu iki faktör, özgür ve bilinçli seçimin gücünü ciddi şekilde etkiler.

İslam cehennem korkusu ve cennet cennet sevgisini açıklamışsada bu dünyada vaadlerin yerine getirilmesi mümkün olmadığı ve insanlar onları uzakta ve ölümden sonra gördükleri için yavaş yavaş yollarını seçerler. Kıyamet gününe karşı duyulan korku ve tamah,  insanları hiçbir zaman harekete geçirmeyecektir. Bunun en büyük delili ise Allah’ın vaatlerini bildikleri halde bu kadar çok şeyi yapmakta hâlâ ağırdan alan ihmalkâr davranan insanların nesnel deneyimleridir.

3-Anlayış ve bilinç: çocuklarına öğüt veren anne babalar, onları kuralları kabul etmeye hazır hale getirmeye çalışırlar. Çocuk anladığı kadarıyla kendi bilinciyle amel eder, emrin ve nehyin sebebini anlayamadığı hallerde, anne ve babasının kendisi için iyi gördüğü şeyleri Kabul ederek onların emirlerine uyar. Anne babasının kendi bilgileri üzerinden konuştuklarını ve boş yere emir vermediklerini bilir.

İslam bu yolu insanları ilâhi emirleri kabul etmeye davet etmek için kullanır ve müminlerin daha fazla motive olmaları için emir ve yasaklarının gerekçelerini kısaca veya ayrıntılı olarak açıklar.

4-Aşk ve muhabbet: birini sevdiğimiz zaman onun emirlerine uyarız. Bu bilgi, anlayış ve aşka dayalı olursa ona uyarız. Bakara suresi, 165. ayeti: “Mü’minlerin Allah’a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir. “

En iyi, en sağlıklı ve en makul yolların üçüncü ve dördüncü yol olduğu açıktır. Bu İslam’ın apaçık bir emridir: “Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et; onlarla en güzel yöntemle tartış. Kuşkusuz senin rabbin, yolundan sapanların kim olduğunu en iyi bilendir; O, doğru yolda bulunanları da çok iyi bilir.” (Nahl suresi 125. ayet)

Muhsin Kıraati’nin İnanç İlkeleri (Nübüvvet) kitabından alıntıdır.

 

captcha