IQNA

Uluslararası Haber Servisi:

Dün Şeytanı Gördüm!

13:56 - February 05, 2007
Haber kodu: 1523994
Uluslararası Gönüllüler Servisi: “Dastanek” son sayısında “Dün Şeytanı Gördüm” adlı başlıklı bir hikâye yayımladı. Dastenek bu tür hikayelerle gaflete düşmüş gönülleri uykudan uyandırmak istiyor.
İkna Haber Ajansı: Dastanek artık güncel yayın hayatına başladı. Dastanek’in asıl konusunu kısa ama maneviyat ve ibret verici hikâyeler oluşturmaktadır.
Dastanek, son sayısında “Dün Şeytanı Gördüm” adlı kısa hikâyeyi şöyle naklediyor:
Dün Şeytanı gördüm. Meydana yakın bir yerde sergisini açmıştı; hile satıyordu. İnsanlar etrafına toplanmıştı. Her ağızdan bir ses çıkıyor ve daha çok satın almak istiyordu. Sergisinde her şey vardı; gurur, hırs, yalan, ihanet, makam ve… Herkes bir şeyler satın alıyor ve karşılığında bir şeyler veriyordu; bazıları kalplerinden bir parça bazıları da ruhlarından. Kimileri imanlarını, kimileri de özgürlüklerini veriyordu. Şeytan gülüyordu. Ağzından kokuşmuş cehennem kokusu geliyordu.
Midemi bulandırıyordu. Bütün nefretimi yüzüne tükürmek istiyordum. Sanki aklımdan geçenleri okudu. Anlamlı bir ifadeyle bana baktı ve şöyle dedi; “benim kimseyle işim olmaz, sadece sergimi açmışım ve yavaşça fısıldıyorum. Bağır çağır da etmiyorum, gördüğün gibi kimseyi de bir şeyler almaya zorlamıyorum, kendileri etrafıma toplanıyor.”
Ona bir cevap vermedim. Kafasını bana yaklaştırarak şöyle dedi; “Ama sen bu insanlardan farklısın; akıllısın ve mümin. Akıllılık ve iman insanı kurtarır.”
Gördüğün bu insanlar sade ve aç kimselerdir. Çabuk aldanıyorlar. Şeytandan nefret etmeme rağmen sözleri güzeldi. Konuşması için fırsat verdim. O’da uzun uzadıya konuştu.
Saatlerce sergisinin yanında oturdum. Birden gözüm diğer eşyaların arasında duran ibadet kutusuna ilişti. Şeytan görmeden onu gizlice aldım ve cebime koydum.
Kendi kendime;”Bu defada biri şeytandan bir şey çalsa ne çıkar. bir defada o kandırılsın. Eve geldim. İbadetin küçük kutusunu açtım. Ne yazık ki içinde hileden başka bir şey yoktu. İbadet kutusu elimden yere düştü ve kutunun içindeki gurur taneleri (hile) eve dağıldı.
Aldanmıştım. Elimi kalbimin üzerine koydum ama kalbim yerinde değildi. Anladım ki onu şeytanın sergisinin yanına bıraktım. Bütün yolu koşarak gittim. Yol boyu ona lanet okuyor ve rabbimi çağırıyordum. O alçağın yakasından tutmak, yalancı ibadetini kafasına vurup kalbimi geri almak istiyordum.
Şeytanın sergi açtığı meydana vardım. Ne yazık ki şeytan gitmişti. Oturdum ve hüngür hüngür ağladım. Gözyaşlarım kuruduktan sonra ayağa kalktım. Ayağa kalktım ki kalpsizliğimi götüreyim. Birden bir ses işittim. O kalbimin sesiydi. Oracıkta gayri ihtiyarı secdeye kapandım ve bulduğum kalbimin şükranesi olarak toprağı öptüm.
captcha