IQNA

Düşünce ve Bilgi

Denizlerin Birbirine Karışmaması

10:32 - December 14, 2007
Haber kodu: 1611520
Denizlerin, araştırmacılar tarafından çok yakın bir geçmişte tespit edilen bir özelliği, Kuran’ın Rahman Suresi’nde şöyle bildirilir: "Birbirleriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi. İkisi arasında bir engel vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler." (Rahman Suresi, 19-20)
Birbirine açılan fakat suları kesinlikle birbiriyle karışmayan denizlerin ayette bildirilen bu özelliği, okyanus bilimciler tarafından çok yakın bir zaman önce keşfedilmiştir. “Yüzey gerilimi” adı verilen fiziksel bir kuvvet nedeniyle, komşu denizlerin sularının karışmadığı ortaya çıkmıştır. Denizlerin farklı yoğunluklarından kaynaklanan yüzey gerilimi, adeta bir duvar gibi sularının birbirine karışmasını engeller.
Elbette ki insanların, fizikten, yüzey geriliminden, okyanus biliminden haberdar olmadıkları bir devirde bu gerçeğin Kuran’da bildirilmiş olması son derece dikkat çekici bir durumdur.
One Response to “Kuranı Kerim Mucizeleri Denizlerin Birbirine Karışmaması”
Rahman suresi 19-22 ayetleri ile Furkan suresi 53. ayetinde geçen iki denizin birbirine salındığı-karıştırıldığı ama aralarında bir engel, bir sınır çizgisi olduğu ifadelerinde de kesinlikle mucize yoktur.
Bu ayetler hakkında bazı mealciler mecazilik, müteşabihlik iddiasındadırlar.
Eğer bu ayetler müteşabih olarak düşünülmeyip, mucizeci şarlatanlar gibi okunulan anlamıyla alınması halinde; mucize değil çelişki ortaya çıkar.
Çünkü ayetlerde biri tatlı, biri tuzlu olan iki derya ifadesiyle bir nehirle bir denizin birleşmesi kastedilmektedir. (Deniz-derya kavramlarıyla büyük ve coşkun nehirler de kastedilir.) Örneğin Nil nehrinin Akdeniz’e dökülmesi gibi. Nil’de bir deniz gibidir.
Ayetlerde tatlı suyu olan denizle hararetlerin giderildiği yazılıdır. Tuzlu suyu olan denizin ise acı olduğu ifade edilir. Malumdur ki deniz suyu tatlı olmaz ve içilmez, hararet gidermez.
Gelelim çelişkiye;
Rahman 22′de her ikisinde de inci ve mercanların olduğu belirtilir.
İnci ve mercanlar tuzlu su ürünleridir. Tatlı suda da inci ve mercan olması bir çelişkidir.
Yani; mucizeci şarlatanlar ava giderken avlanmaktadır. ya da Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmaktadırlar.
Mucizeyle işi olmayan Elmalılı gibi tefsirciler ise ( belki de çelişkiyi gördüklerinden)
ayetleri mezaci olarak yorumlarlar.
Bunlar gök denizi ile arz denizi şeklindeki açıklamalar, maddi alemle ruhani alem, iman sahipleri ile iman etmeyenler şeklindeki açıklamalardır.
İmanlılar denizi ile imansızlar denizi birbirine salınmış ve karıştırılmıştır. İmanlılar denizi tatlıdır. O, yüreklerinize serinlik verir. İmansızlar denizi ise acıdır. Onda zulüm ve adaletsizlik vardır. Birbiri içinde yaşarlar ama aralarında görünmez bir sınır, bir engel vardır, onları birbirinden farklı kılan.
Her ikisi içinde de inci ve mercan vardır. Yani imansızlar içinde de, imanlılar içinde de çok büyük değerler, cevherler bulunur.
Ayetlerin Kaptan cousto ile, Cebelitarıkla, Akdeniz ve Atlas okyanusuyla kesinlikle ilgisi yoktur. Öyle olsa birisi çok tuzlu, diğeri daha az tuzlu iki deniz denilirdi. Halbuki birinin içilmesinden, harareti söndürmesinden bahsediliyor. Bu durumda iki deniz değil, bir nehir ile bir denizin birbirine karışması ele alınmalıdır. Bu yapıldığında ise inci ve mercan çelişki oluşturur.

captcha