'14 Asır Sonra Ali'nin Hükümete Bakış' başlıklı uluslararası konferansta konuşan ve 'Hz. Ali'nin Aşırıcılıkla Mücadelesi' konulu bir makale kaleme alan Ehlisünnet âlimlerinden Mevlevi İshak Medeni, "Hz. Ali döneminde özellikle Hz. Ali'nin şahsına karşı başlatılan aşırıcılık, o dönemde en üst seviyeye taşındı" diye konuştu.
Mevlevi sözlerini şöyle devam ettirdi:
"Bugün 'aşırıcılık' diye söz edilen inanç ve davranış şekilleri, hiçbir zaman ne Şia ne de Ehlisünnetin önde gelen isimleri arasında kendisine yer edinemedi. Aşırıcılığın asıl sebebi, İslam dininden habersiz olmak veya İslam'ı yanlış anlamaktır. Aşırıcılık her ne kadar İslam adına yapılsa da temelinde İslami öğretilerin olmadığı düşüncelerdir. Bu akımın taraftarlarının çok sade ve anlaşılır sözleri karışık ve ucu açık mefhumlarla beyan etmesinin nedeni ise; insanların aklını bulandırmak ve 'doğru' diye tanıttıkları 'yanlış' şeylere inanmalarını sağlamak içindir.
Müminlerin Emiri Hz. Ali, hem Şia hem de Ehlisünnet'in kabul ettiği istisnai şahsiyetlerdendir, İslam'ın onurudur. Ehlisünnet âlimleri arasındaki ittifaka göre de Peygamber Efendimizden (s.a.a) sonra yeryüzündeki en faziletli insandı. Bizlerin bu noktada yapması gereken, Hz. Ali'nin (a.s) yaşamını ve mücadele yöntemini doğru anlamak ve doğrultuda hareket etmektir.
Maalesef bugün bazı Şia ve Ehlisünnetin yaşam tarzı ve inancı, Hz. Ali'nin (a.s) tasvip etmediği, bırakın tasvip etmeyi mücadele ettiği şekildedir. Şunu unutmayalım; eğer Hz. Ali'nin (a.s) çabaları ve mücadeleleri olmasaydı İslam, bugüne kadar gelemezdi. Üzülerek söylüyorum; bugün kimse İslam'ı düşünmüyor. Tek düşünce, kendi grubum, kendi cemaatim ve mukabilimde olan grup ve cemaatler.
Hz. Ali'nin (a.s) yaşamından uzak kalmak, Müslümanların farklı din ve inançlara yönelmesine sebep olduğu gibi Hz. Ali'yi (a.s) gerektiği gibi tanımaksa, diğer inanç ve din mensuplarının da Hz. Ali'ye yönelmesine sebep olmuştur.
Ehlibeytalimleri