Annesinin adı, Hz. İsa’nin havarisi rum’un neslinden olan Rum Kayser’in oğlu Yuşa’nın kızı Saykal veya Susen adı ile de bilinen Nergis’dir. Başka bir kaynağa göre de annesi bir cariyedir. Muhtemelen 30 Temmuz 869 tarihinde bir cuma günü Irak / Samarra’da dünyaya geldi. İmam Mehdi rivayetlere göre Samara’da bir mağaraya girerek sır oldu.
Rivayete göre İmam Mehdi’nin doğumu ile birlikte bir çok kerametler gerçekleşir. Doğduğunda babası İmam Hasan-ül Askeri, onu sol elinin üzerinde oturttu ve sağ eliyle de arkasından tutarak “Konuş” dedi. Bunun üzerine İmam Mehdi konuşmaya başladı ve Allah birdir, Muhammed onun elçisidir. Allahın rahmeti onların üzerinde olsun’’ dedi. Sonra Hz. Ali ve diğer İmamlara salavat getirdi.
İktidarın İmamlara karşı düşmanlık niyetleri bilindiğinden İmam Mehdi’nin doğumu bir süre gizli tutuldu. Bunun nedeni: Abbasi Halifeleri’nin Ehli Beyt’e karşı düşmanlığı o denli büyüdü ki, Hz. Hüseyin’in mezarı yıktırılmış ve ziyaretini önlemek için, o bölgeye giden yollarda karakollar oluşturulmuş, Ve askerler Hz. Hüseyin’in mezarını ziyaret eden birisini bulsalar, hemen yakalıyor, öldürüyor veya ağır işkencelere tabi tutuyorlardı. Ehl-i Beyt’e karşı olan baskı o dereceye varmıştı ki, tanınmış kimseler dahi zalim Abbasi yöneticilerinin korkusundan kızlarını Ehl-i Beyt soyundan gelen gençlere vermekten sakınıyorlardı.
İmam Mehdi ile ilgili çok geniş kesimler çeşitli fikirler yürütürler. İmam Mehdi’nin kıyamet habercisi olduğunu yorumlayan ve buna inanan insanlar olduğu gibi, onun gelişi ile dünyanın yanlış siyasi politikalardan ve onların etkilerinden kurtulacağını, dünyaya hak ve hukukun egemen olacağını, zalimin artık zulüm yapamayacağını, mazlumun ahının alınacağını, haksız yere artık kan dökülmeyeceğini, dünyanın bir nevi sömürüsüz ve sancısız bir yaşam yeri olacağını, dünyanın bir nevi güllük ve gülüstanlık haline dönüşeceğine inanırlar.
Gerçi, İmam Mehdi’yi kıyametin habercisi olarak algılayan ve ona inanan geniş bir kesim, kıyamet habercisi olarak Allah tarafından çeşitli görevler için yaratılmış 4 büyük melekten biri olduğuna inanırlar…
Aleviler ise bu konuda genellikle İmam Mehdi’yi kıyamet habercisi olmaktan ziyade, kurtuluş ve adalet habercisi (..Her Alevi; kendisine bu itikadi algılamadan hareketle bir tarihsel misyon ve de istikbale yönelik ilmi, irfani bir sorumluluk payı düştüğünü düşünerek; ancak, herhangi bir kargaşa ve sorun yaratacak fiziki-fiili bir yanlış yola girmeden, sadece çağcıl ilim-bilim ve uygar hukuki, demokratik yollarla kendisinde Mehdi’nin misyonu ve göreviyle donanmış hissetmelidir …) olarak inanır ve algılarlar.