Arakan'daki
Müslümanlara uygulanan katliam, Almanya'nın başkenti Berlin'deki Myanmar
Büyükelçiliği önünde protesto edildi.
Berlin Türk Cemaati'nin düzenlediği ve Berlin'de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının destek verdiği protesto gösterisinde Türk bayrakları ile üzerinde Almanca ve İngilizce "Myanmar'daki soykırımı durdurun", "Arakan'da Müslümanları öldürmeyi durdurun" ve "Katliamı durdurun" yazılı pankartlar taşındı.
Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı gösteride, Türkçe ve Almanca okunan basın bildirisinde, Myanmar'ın Arakan bölgesindeki Rohingya Müslümanlarına yönelik vahşetin devam ettiği ifade edilerek, burada toplu katliamlar ve tecavüzlerle etnik temizliğin sürdüğüne işaret edildi.
Bildiride, Arakan Müslümanlarının maruz kaldıkları zorluklara işaret edilerek, şunlar aktarıldı:
"Öyle bir ülke düşünün ki, bir grup asker gelip evinizden alıp 'zorunlu işçi' olarak bir yerlere götürüyorlar. İtiraz etmeye kalkarsanız hapis ve işkenceye maruz kalıyorsunuz. Beton ev yapmanız yasak. Eviniz ahşap olmak zorunda, o da devletin malı. Eğer evinizde yangın çıkarsa "devlete ait malı yakmak" suçundan 6 yıl hapis cezası alıyorsunuz. Tek başınıza iş yeri açmanız yasak. Budist bir ortağınız olmak zorunda. En fazla ilkokula kadar okuyabiliyorsunuz. Üniversite okumanız yasak. Sahip olunan hayvanlar için devlete her yıl çok ağır vergiler ödemek zorundasınız. Devlet dairelerinde çalışmanız yasak. Sabit veya cep telefonu, bilgisayar, motorlu taşıt sahibi olmaya hakkınız yok, bunları almak yasak. Evlenmek istediğinizde, 50 bin ila 300 bin kyat (hem kız hem erkek ayrı ayrı) vergi ödemek zorundasınız. Vergi ödendikten sonra 2-3 yıl bekliyorsunuz ve 3 yıl sonra red cevabı gelirse evlenemiyorsunuz. Her yıl tüm aile bireylerinin yer aldığı fotoğrafı devlet görevlilerine teslim etmek zorundasınız. Çünkü doğan ve ölen herkes için devlete vergi ödüyorsunuz. Yaşadığınız ilin dışına 'seyahat kartı' olmadan çıkmanız yasak. Onu da türlü sebepler bahane gösterilerek alamıyorsunuz. Cemaatle namaz kılmak ve kurban kesmek gibi ibadetleri yerine getirmeniz yasak. Eğer bir camide cemaatle namaz kılınırsa cami yıkılıp yerine budist tapınağı yapılıyor. Çocuğuna "Muhammed, Ahmet, Ömer, Osman, Hasan, Hüseyin" gibi isimler koymak yasak.''
Daha birçok insanlık dışı uygulama içinde hayatını devam ettirmek zorunda kalan Arakanlı Müslümanların, bunca dert yetmezmiş gibi, baskı ve asimilasyonla yetinmeyen budistlerin silahlı, bıçaklı, şişli, baltalı saldırılarına maruz kaldıkları vurgulanan bildiride şunlar kaydedildi:
''Yaşananlara
katlanamayan Arakanlı Müslümanlar için tek yol hicret. Myanmar'ın Bangladeş ile
sınırı olan Naf Nehri'nde sallara atlayıp Bangladeş'e hicret ediyorlar.
Bangladeş, Türkiye'nin 4'te biri büyüklüğünde ve 150 milyon nüfuslu bir ülke
olduğundan daha fazla sığınmacı kabul edemiyor. Sığınmacılar için de 3 seçenek
var: Geri dönüp idam edilmek, Naf Nehri'nde boğularak ölmek veya Bengal
ormanlarına kendini atıp hayatta kalabilme yüzdesini artırmak. Birleşmiş
Milletler'in raporlarında dahi 'Dünya'nın en mazlum halkı' olarak geçen
Arakanlı Müslümanların maalesef Allah'tan ve iman etmiş birkaç sivil toplum
kuruluşundan gayrı kimseleri yok.''
AA