Bangladeş İslam Yüksek Enstitüsü Fıkıh ve Hadis hocası ve bu ülke İnkılap gazetesi Genel Müdür Yardımcısı Abdürrahman Han, IQNA ile yaptığı ropörtajda bu konuyla ilgili olarak ‘’ İslam dininde, farklı dinlerin takipçileri ile barış içinde bir arada yaşama ilkesi insani bir emir olarak çok vurgulanır. Çok şükür, yüzlerce yıldır, Bangladeşli Müslümanlar çeşitli dinlerin takipçileri ile barış içinde yaşıyorlar.’’ dedi.
Abdurrahman Han bütün İslam mezheplerine ve öğretilerine saygı duyulması gerektiğini belirterek ‘’ Yaklaşım veya yakınlaşma Müslümanların, Yüce Allah'ın birliği de dahil olmak üzere, Hz. Peygamber'i takip etme ve Kur’anı İlahi bir kitap ünvanıyla uygulama gibi , ortak İslam dininin temel ilkeleri üzerinde anlaşması anlamına gelir. Mezhepler arasındaki yaklaşım, bir mezhebi terk etmek ve bir başkasına geçmek demek değildir. İslam mezheplerinin çeşitliliği, Müslümanlar arasında bölünme, düşmanlık ve nefret için bir bahane olmamalıdır, çünkü İslam bütün mezhepleri, onların öğretilerine ve inançlarına saygı duyar ve hiç kimse diğer mezhepleri inkar edemez.’’ açıklamalarında bulundu.
Bangladeş İslam Yüksek Enstitüsü Fıkıh ve Hadis hocası İslam ümmeti arasında bölücülük yaratmak için düşmanların en önemli araçlarının mezhepçilik, ihtilafların derinleşmesi ve anlaşmazlıklara odaklanmak olarak değerlendirerek İslam şeriatının radikalizm, cinayet ve tecavüzü asla kabul etmediğini İslam dininin merhamet, cömertlik ve barış içinde bir arada yaşama dini olduğunu söyledi.
Bangladeşli araştırmacı, başkalarını tekfir etmenin ve dışlamanın, bazı kötülük ve aşırılık yanlısı düşünürlerin ürettiği bir şey olduğunu vurgulayarak Cihad kavramının uygun bir tanımının bulunmamasının, gençleri bu ilahi görevi yapma bahanesi altında dengesizliklere sokmalarına neden olduğunu ve masum insanları öldürmek için bu şahısların suistimal edilebileceğini ifade etti.
Abdürrahman Han, son olarak ‘’ bu bireyler ve aşırılık yanlısı gruplar gençlerin duygularıyla oynayarak İslam dünyasının kargaşa içinde olduğunu çocukların ve kadınların ayrımcılığa ve baskıya maruz kaldıklarını, gençlere telkin ederek bu yolla gençleri cihad bahanesiyle masum insanların kanını dökmeye mecbur bırakıyorlar.’’ dedi.