Korona döneminde eğitim sistemi
IQNA’nın raporuna göre, Dünyada Covid-19 hastalığının ortaya çıkmasından bu yana insan yaşamının birçok farklı alanı etkilenmiştir. Ticaret, turizm, perakende, ulaşım gibi çeşitli sektörler virüsün patlak vermesinden etkilendi ve bu sektörlerde ve bir tür yakın insan bağlantısına ihtiyaç duyan sektörlerdeki birçok işletme sahibi etkilendi. Covid-19 salgınından etkilenen en önemli sektörlerden biri de eğitim sektörü oldu. Bu alan geleneksel olarak bireylerin varlığını ve yüzleşmesini gerektirir, ancak Covid19'un patlak vermesinden sonra eğitim aktivistleri davranışlarını değiştirmeye mahkum edildi. Uygulamadaki değişiklik, bazı sektörlerde insanların eğitim alma biçiminde köklü bir değişikliğe yol açtı ve bu yöntem değişikliği salgının sona ermesinden sonra bile devam edecek gibi görünüyor.
Dünya dijital öğrenmeye doğru
Elbette bu tüm dünyada geçerli ve çocuklar dahil herkesi etkiliyor. İnsanların yaşadığı ülke veya bölge gibi çok sayıda faktör, bireyin yaşı ve bazı alternatif eğitim yöntemlerine erişimin ne ölçüde mevcut olduğu gibi konular bu yöntemlerin etkinliğinde farklılık göstermektedir.
Bu konu uluslararası toplum için büyük önem taşıyor ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres yakın tarihli bir tweet'te şunları yazdı: 156 milyon öğrencisi olan okullar korona salgını nedeniyle hala kapalı ve 25 milyon öğrenci bir daha okula dönemeyebilir. Korona salgınını iyileştirmek, öğretmenlere, dijital öğrenmeye ve gelecek için uygun bir eğitim sistemine yatırım yapmayı gerektiriyor.
Bu alternatif yöntemler, eğitim merkezlerinin kapatılmasından kaynaklanan sorunların büyük ölçüde üstesinden gelebilse de, kendi sorunları da olmuştur.
Sıcak pazar çevrimiçi eğitim
Dünyanın birçok yerinde eğitimin ani bir şekilde sınıflardan ev odalarına kayması ile birlikte online öğrenme kullanımının salgın bittikten sonra da devam edip etmeyeceği ve bu değişimin nasıl etkileyeceği sorusu ortaya çıkıyor. Covid19'un patlak vermesinden önce bile, eğitim teknolojisinin (edtech) geliştirilmesinde yüksek bir büyüme ve kabul vardı, bu nedenle 2019'da bu alana yapılan küresel yatırım 18,66 milyar dolara ulaştı ve çevrimiçi eğitim pazarının 2025 yılına kadar 350 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Covid-19 salgınından bu yana ortaya çıkan önemli talebe yanıt olarak, eğitim yazılımı üreten ve geliştiren birçok şirket, bazı yeni hizmetleri piyasaya sürdü veya eskilerini genişletti.
BYJU'S, Hindistan'ın Bangalore kentinde kurulan şirketlerden biridir. 2011 yılında kurulan online eğitim şirketi, şu anda dünyanın en değerli eğitim teknolojisi geliştirme şirketidir.
Çin'de, Tencent sınıfı, Çin hükümetinin eğitim kurumlarını kapatma emrini takiben Şubat ortasına kadar yaklaşık 250 milyon tam zamanlı öğrenciye çevrimiçi olarak hizmet verdi. Bu, Wuhan'daki Tencent K-12 Çevrimiçi Okulu aracılığıyla derslere katılan yaklaşık 730 bin kişi veya öğrencilerin %81'i ile eğitim tarihindeki "en büyük çevrimiçi harekete" yol açtı.
Diğer şirketler, mağaza sunma yeteneklerini güçlendirmenin yanı sıra öğretmenler ve öğrenciler için insanları eğitiyor. Örneğin, Singapur merkezli Lark Araştırma Grubu, ByteDance ile ortaklaşa, öğretmenler ve öğrenciler için sınırsız video konferans süresi sağladı.
Bazı alanlarda, okulların benzersiz katkıları olmuştur. Amerika Birleşik Devletleri'nde, Los Angeles Okulları Derneği ve PBS SoCal / KCET, Yerli eğitim programlarını ayrı yaş odaklı kanallar ve çok çeşitli dijital seçenekler sunmak için işbirliği yaptı. İngiltere'de BBC gibi medya devleri eğitim programlarını hızlandırdı. 20 Nisan'da başlatılan Bitesize Daily, Birleşik Krallık'taki çocuklar için 14 haftalık müfredata dayalı eğitim sunuyor
Eşit olmayan erişim; çevrimiçi eğitimin ana zorluğu
Çevrimiçi eğitimin yüz yüze eğitimle değiştirilmesinin en büyük sorunlarından biri, insanların eğitim tesislerine eşit olmayan erişimidir. Örneğin, İnternet ve ağ oluşturma alanında yapısal ve altyapısal sorunları olan bazı ülkelerde, insanlar çevrimiçi eğitime eşit erişime sahip değildir ve daha az gelişmiş ve yoksun bölgelerdeki insanlar bu hizmetlere, hatta tamamen erişimde zorluk yaşayabilirler. Örneğin, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'ne (OECD) göre, İsviçre, Norveç ve Avusturya'daki öğrencilerin %95'i okulda çalışmak için bilgisayar kullanırken, Endonezya'daki öğrencilerin yalnızca %34'ü bunu yapıyor.
Amerika Birleşik Devletleri'nde insanlar arasında önemli bir uçurum var: İstatistiklere göre, varlıklı sınıflardan 15 yaşındakilerin neredeyse tamamı işlerini yapmak için bilgisayarlara sahip ve yoksun sınıfın %25'inin buna erişimi yoktu. Bu, bazı uzmanların Covid 19 döneminin sona ermesinden sonra "dijital bölünme" dedikleri şeyin yayılması konusunda uyarmasına neden oldu.
Çevrimiçi ve yüz yüze eğitimin karşılaştırması
Çevrimiçi öğrenmenin etkileri ve yüz yüze öğrenme ile karşılaştırılması araştırılmıştır. Çevrimiçi öğrenmenin birçok yönden daha etkili olabileceğine dair kanıtlar var. Bazı araştırmalar, öğrencilerin sınıfta çevrimiçi öğrenirken ortalama yüzde 25 ila 60 daha fazla içeriği ezberlediğini gösteriyor. Bunun nedeni çoğunlukla öğrencilerin çevrimiçi ortamda daha hızlı öğrenebilmeleridir. E-öğrenme, geleneksel bir sınıfa göre yüzde 40 ila 60 daha az zaman alır, çünkü öğrenciler kendi hızlarında öğrenebilir, geri dönüp tekrar okuyabilir, kavramları atlayabilir veya hızlandırabilir. Bununla birlikte, çevrimiçi eğitimin etkinliği yaş grupları arasında değişmektedir. Çocuklarla ilgili genel fikir birliği, özellikle genç ve yaşlı gruplar, çocukların odaklanması çeşitli faktörler tarafından kolayca bozulabileceğinden, düzenli bir öğrenme ortamı gerektirir. Çevrimiçi öğrenmeden tam olarak yararlanmak için, bu sınıfları video yetenekleri aracılığıyla sadece fiziksel / ders sınıflarının tekrarından daha fazlası yapmaya çalışmalısınız.
Ancak bu arada açık olan şu ki, Covid-19'un dünyadaki yaygınlığı eğitim dahil birçok insan kavramını etkilemiş ve bu hastalığın insan hayatında neden olduğu değişiklikler etkilerini yıllarca gösterebilir. Covid-19'a rağmen köklü değişimlere uğrayan eğitim alanı, Covid-19 sonrası dünyada yerini alacak gibi görünüyor.
3987963
