Aşura mektebi insanlığın hayatını sonsuza dek aydınlatır
Irak, Basra'daki İslami Çalışmaları Koruma ve Araştırma Derneği'nin direktörü ve üniversite profesörü Badr Abdul Ceili al-Musevi, IQNA ile yaptığı röportajda Aşura kıyamının felsefesi hakkında konuştu.
Bu ropörtajın tam metni şu şekildedir:
IQNA- İmam Hüseyin (a.s) toplumun sapkınlığına neden isyan etti?
- Aslında İmam Hüseyin (a.s) Hz. Peygamber’in getirdiği değer ve ilkelerin geliştiricisiydi. Hz.Muhammed (s.a.v) Müminlerin Emiri'ni İmam tayin etti. Herkese hitap ederek İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin'in (a.s) imametini vurgulayarak şöyle söyledi: Hasan ve Hüseyin, kıyam etseler de etmeseler de imamdırlar.
Peygamber (s.a.v) kıyamın meşruiyetini ve misyonunu oğlu İmam Hüseyin'e (a.s) vermiştir. İmam Hüseyin (a.s), Emeviler döneminde toplumun ahlaki bir sapma ile karşı karşıya olduğunu görünce kıyam etti.
İmam bir hutbesinde Resûlullah'tan şöyle nakletti: Kim Allah'ın yasaklarını helal sayar, Allah'ın ahdini bozar ve Resûlullah'ın sünnetine karşı çıkan zalim bir hükümdar görürse, dili ve davranışlarıyla zalim hükümdara muhalefet etmelidir.
Peygamber (s.a.v.)'in zalim olarak tasviri, tamamen Yezid'in karakterine uygundu. Bu nedenle İmam Hüseyin (a.s) Yezid'in sapması ile mücadeleye gitti. Ama Muaviye’de böyle değildi. Aslında Muaviye, İmam Hasan (a.s) ile yaptığı barıştan dolayı hayatı boyunca eli kolu bağlanmıştı.
Peygamber (s.a.v)’den sonra sapmaya karşı mücadele İmam Ali (a.s) tarafından başladı. İmam, Sakife olayından sonra sapmaya karşı çıkınca, ondan sonra bu görev İmam Hüseyin'e (a.s) geçti. İmam Hüseyin (a.s) de savaşlara katılarak veya diplomasi yoluyla sapkınlık, zulüm ve yozlaşmaya karşı savaşmış. Ancak Yezid döneminde artık diplomasi ile mücadele edilemeyecek olaylar yaşanmıştı. Yezid, Müslümanları bölmeye, hazineyi yağmalamaya ve İslami hareketlerle ve İslami hükümetin kimliğiyle uğraşmaya başlamıştı. Dolayısıyla İslam toplumunun yönetimi ve halifeliği böylesine baskıcı ve yozlaşmış bir hükümdara kaldığı için İmam Hüseyin (a.s) İslam dinine yönelik bu saldırılara karşı çıkmak zorunda kalmıştır.
IQNA- İmam Hüseyin'in (a.s) başkalarıyla barışçıl bir iletişim aracı olarak diyalog, mantık ve akıl yürütmeye yaptığı vurguyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Diyalog yöntemlerine gelince, Muaviye döneminde İmam Hüseyin'in (a.s) de İmam Hasan'ın (a.s) politikasına ve düşmanlıkların durdurulmasına bağlı olduğunu görüyorum. Ancak Muaviye'nin ölümü ve Yezid'in gelmesiyle İmam Hüseyin (a.s) kıyamın şartlarını gördü.
İmam Hüseyin'i (a.s) düşmanı ikna etmek için diyalogu kullanmaya sevk eden konulardan biri de İmam Hüseyin'in (a.s) Kufe'deki elçisi Müslim İbn Akil'in görevi idi. Yani İmam Hüseyin (a.s) Müslim'i Kûfe'ye cinayet ve kan dökmek için göndermemiş, oradaki insanlardan barışçıl bir şekilde biat için göndermişti. İmam Hüseyin (a.s) Kerbela çölünde Kufe ordusuyla görüşmelere bile girdi. Ama bu insanlar o korkunç suçla ona karşı çıktılar.
IQNA- Bildiğiniz gibi İmam Hüseyin (a.s) insanlara, bir Müslüman kendi toplumunda zulme tanık olduğunda, durumu düzeltmek için kıyam etmeyi hak ettiği dersini vermek için kıyam etti. Bu ahlaki değere sahip olmak için İmam Hüseyin'in (a.s) karakterini nasıl yorumluyorsunuz?
- Aslında İmam Hüseyin (a.s) hareketi devrimcileri ve her çağda Yezid gibi zalimlerle karşılaşan insanları uyandıran bir devrimdir. İmam Hüseyin'in (benim gibi biri Yezid gibi birine biat etmez) sözleri dünyanın mazlumları için her zaman ve her yerde geçerlidir.
Yani Allah ve Peygamber (s.a.v) yolunda sebat edenin, düşmanla barışçıl ve sistemli bir şekilde yüzleşmesi, pervasız ve plansız hareket etmemesi gerekir. Yani bir hamle yapmak istiyorsa, İmam Hüseyin'in (a.s) izlediği yöntem ve adımların aynısını izlemesi gerekir.
Bu nedenle İmam Hüseyin (a.s) kıyamı, zalimlerin boyunduruğu altındaki bütün milletlere ibret olmuştur. İran'da Şah döneminde ve Irak'ta Saddam Hüseyin döneminde olduğu gibi halk bu baskıcı rejimlere karşı ayaklandı. İran'da İmam Humeyni (ra), gençlerin, alimlerin, kültürel şahsiyetlerin ve diğerlerinin uyanmasının ardından bir kıyam ilan etti.
IQNA- Aşura hareketinin en önemli ahlaki dersi nedir?
- İmam Hüseyin (a.s) ve Ehl-i Beyti (a.s) ve onların Kerbela okulundaki arkadaşları ahlaki değerler çizdiler. Hüseyin (as) Onun suskunluğu, isyanı ve şehadeti sabırdan başka bir şey değildi. Sabır Kerbela'daki en büyük derstir. Zeyneb’in sabrı ve tahammülü gelecek için bir ders oldu. İmam Seccad (a.s) şöyle buyuruyor: sabır vücudun başıdır, yani iman beden ise sabır başıdır, giderse beden gider, sabır giderse iman gider.
Kerbela'nın bir diğer dersi de rahmettir. İmam Hüseyin (a.s) zencilere, kölelere ve azatlılara karşı şefkatli olduğunda, siyah beyaz onun için fark etmediğinde merhametin zirvesidir.
İmam Hüseyin (a.s) düşmanlarına bile şefkatin timsali olmuştur, Hz. Zeyneb ona niçin ağladığını sorduğunda "Onlar (Yezidiler) için ağlıyorum, çünkü benim için cehenneme gidecekler" dedi.
Başka bir rivayette İmam Hüseyin (a.s) Fırat Nehri'ne ulaştığında su içmek istediğinde atına döner ve "Ben de susadım, o halde su iç" der. Bunlar, İmam'ın şefkat ve merhametinin örnekleriydi.
IQNA-Hüseyin kıyamının günümüzde özellikle genç nesil için hayatımızdaki en önemli somut değerleri nelerdir?
- Kerbela mektebi ve İmam Hüseyin'in (a.s) kıyamı aslında alimlere göre o zamandan diğer devirlere, şimdi ve gelecekte yanan bir meşaledir.
Aşura günlerinde, insanın savunmada sebat etmesi gereken irade, değerler ve ilkeler hatırlatılır bu şekilde, toplumun maneviyat ve dini ilkelerle maddi ve terk edilmiş bir topluma çekilmemesi için dini ruhunu ve sabit dini değerlerini güçlendirmesi gerekir.
İmam Hüseyin'in (a.s) kıyamının, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak ve toplumu ıslah etmek, fitneyi, içkiyi, zinayı ve adam öldürme gibi fiilleri reddetmek için olduğunu bilen bir toplum, ahlaki değerleri temel alabilir.
Nitekim İmam Hüseyin'in (a.s) kıyamı, hayatımızın nurunu elde ettiğimiz nurdur, çünkü bu kıyam Kur'an'dan ve Allah'ın emrinden çıkmıştır. İşte bu yüzden her nesilde ve her toplumda baskıya karşı duran özgür insanlar ve düşünürler olduğunu görüyoruz.
3991500
