İslam Peygamberi'ne (s.a.v) göre Ramazan Bayramı
Ramazan Bayramı, oruç tutanlar için bir ödüldür. Oruçluları karşılayan ve oruçların amellerinin kabulünü vaat eden bir bayram. Ramazan Bayramı, oruç tutanlar için büyük bir ödüldür; Bu mükafatın özünde, müminler ve oruç tutanlar için Allah'tan daha büyük mükâfatlar vardır. O halde bu gün, Allah katında salih kulların mükâfat günüdür ve İslam Peygamberi (s.a.v)'in bu günü tarif ettiği gibi mükâfatlar günüdür. Bu günde Allah, salih kullarına hediyeler ve mükâfatlar verir. Mükâfat ve hediye olarak kullarından Rablerinden dilediklerini dilemelerini ister.
İslam Peygamberi (asm) bir rivayette Ramazan Bayramı'nın faziletini ele almış ve bunu şöyle tarif etmiştir:
فَإِذَا کَانَتْ لَیْلَةُ الْفِطْرِ وَ هِیَ تُسَمَّی لَیْلَةَ الْجَوَائِزِ أَعْطَی اللَّهُ الْعَالَمِینَ أَجْرَهُمْ بِغَیْرِ حِسَابٍ فَإِذَا کَانَتْ غَدَاةُ یَوْمِ الْفِطْرِ بَعَثَ اللَّهُ الْمَلَائِکَةَ فِی کُلِّ الْبِلَادِ فَیَهْبِطُونَ إِلَی الْأَرْضِ وَ یَقِفُونَ عَلَی أَفْوَاهِ السِّکَکِ فَیَقُولُونَ یَا أُمَّةَ مُحَمَّدٍ اخْرُجُوا إِلَی رَبٍّ کَرِیمٍ یُعْطِی الْجَزِیلَ وَ یَغْفِرُ الْعَظِیمَ
فَإِذَا بَرَزُوا إِلَی مُصَلَّاهُمْ قَالَ اللَّهُ عَزَّ وَ جَلَّ لِلْمَلَائِکَةِ مَلَائِکَتِی مَا جَزَاءُ الْأَجِیرِ إِذَا عَمِلَ عَمَلَهُ قَالَ فَتَقُولُ الْمَلَائِکَةُ إِلَهَنَا وَ سَیِّدَنَا جَزَاؤُهُ أَنْ تُوَفِّیَ أَجْرَهُ قَالَ فَیَقُولُ اللَّهُ عَزَّ وَ جَلَّ فَإِنِّی أُشْهِدُکُمْ مَلَائِکَتِی أَنِّی قَدْ جَعَلْتُ ثَوَابَهُمْ عَنْ صِیَامِهِمْ شَهْرَ رَمَضَانَ وَ قِیَامِهِمْ فِیهِ رِضَایَ وَ مَغْفِرَتِی
وَ یَقُولُ یَا عِبَادِی سَلُونِی فَوَ عِزَّتِی وَ جَلَالِی لَا تَسْأَلُونِّی الْیَوْمَ فِی جَمْعِکُمْ لِآخِرَتِکُمْ وَ دُنْیَاکُمْ إِلَّا أَعْطَیْتُکُمْ وَ عِزَّتِی لَأَسْتُرَنَّ عَلَیْکُمْ عَوْرَاتِکُمْ مَا رَاقَبْتُمُونِی وَ عِزَّتِی لَآجَرْتُکُمْ وَ لَا أَفْضَحُکُمْ بَیْنَ یَدَیْ أَصْحَابِ الْخُلُودِ انْصَرِفُوا مَغْفُوراً لَکُمْ قَدْ أَرْضَیْتُمُونِی وَ رَضِیتُ عَنْکُمْ
قَالَ فَتَفْرَحُ الْمَلَائِکَةُ وَ تَسْتَبْشِرُ وَ یُهَنِّئُ بَعْضُهَا بَعْضاً بِمَا یُعْطِی اللَّهُ هَذِهِ الْأُمَّةَ إِذَا أَفْطَرُوا.»
İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)'i şöyle derken işitmiştir:
......Ve mükâfatlar gecesi denilen Ramazan Bayramı gecesi gelince, Allah mükafatını hesapsız eylesin. Ve bayram sabahı Yaradan her şehre melekler gönderir. Yere inerler ve yol ayrımında dururlar ve derler ki: Ey Muhammed ümmeti, bayram namazı için Allah'ın huzuruna çıkın da size büyük bir mükâfat versin ve büyük günahlarınızı bağışlasın.
Ve bayram namazına gittikleri zaman, Allah meleklerine buyuruyor : Meleklerim, görevini yapan işçinin mükâfatı nedir? Diyorlar ki: onun mükâfatını ona eksiksiz vermenizdir. Yüce Allah diyor ki: Ey meleklerim, size şehadet ederim ki, Ramazanda oruç tutan ve namaz kılanları mükafatlandırdım.
Şöyle buyuruyor: Kullarım, benden isteyin. İzzetim ve celalim üzerine yemin ederim ki, bugün ahiret ve dünyanız için bu toplantıda benden ne dilerseniz size vereceğim. Ve izzetime yemin ederim ki, sen beni koruduğun ve benden korktuğun müddetçe senin günahlarını ve kusurlarını örteceğim. İzzetime yemin ederim ki, sizi azaptan koruyacağım ve cehennemde ebedî olanların gözünde rezil etmeyeceğim. Geri dön, hepiniz affedildiniz. Sen beni memnun ettin ve ben de senden memnunum.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Bunun üzerine melekler, Allah'ın bu ümmete Ramazan iftarında verdiği hediyeyi birbirlerine haber verir ve tebrik ederler. (Amali Mofid, s. 2; İkbal al-A'mal, cilt 1, s. 5)
