Hindistan Müslüman azınlığa baskı yapmak için bahaneler üretiyor
Hindistanlı Müslümanlar, Bharatiya Janata Milliyetçi Partisi (BJP) (Hindistan Halk Partisi) ve Başbakan Narendra Modi’nin, iktidara gelmesinden bu yana Hintli aşırılık yanlıları tarafından ayrımcılığa ve düşmanlığa uğruyor. 2020'deki Delhi Ayaklanması gibi şiddet olayları, birçok insan hakları aktivistini ülkedeki Müslümanlara yönelik kötü muamele konusunda endişelendirdi. Bu, dünyanın en büyük demokrasisi olan Hindistan'ın her zaman farklı dinlerin takipçilerinin barış içinde bir arada yaşamasıyla bilindiği bir zamanda oluyor.
Son aylarda aşırı Hindu eylemcilerin bu nefret dolu baskıları ve söylemleri yoğunlaştı ve hatta bazıları Hindistan'daki tüm İslami anıtların yıkılması ve ülkedeki tüm Müslümanların öldürülmesi veya Pakistan'a sürülmesi için çağrıda bulundu.
Narendra Subramanian, Kanada'daki McGill Üniversitesi'nde Hint Siyaset Bilimi Profesörüdür. Subramanian uzmanlığı Milliyetçi siyaset, din, cinsiyet ve ırk esas olarak Hindistan'da yoğunlaşmıştır. IQNA ile yaptığı bir röportajda Modi hükümetindeki Hintli Müslümanların durumu hakkında konuştu.
IQNA- Hindistan'da Narendra Modi'nin iktidara gelmesinden bu yana, başta Müslümanlar olmak üzere ülkedeki dini ve ırksal azınlıklar üzerinde artan baskıya tanık oluyoruz. Bu baskıların sebebi nedir?
Narendra Subramanian- Bu baskılar başta Müslümanlar ve Hıristiyanlar olmak üzere dini azınlıklar üzerinde olmuştur. İktidardaki Bharatiya Janata Partisi'nin içinden çıktığı Hindu milliyetçi hareketi, Hindistan'ı sürekli olarak Güney Asya dışında marjinalleştirilmiş dinlerin takipçileriyle ağırlıklı olarak Hindu bir devlet olarak tanımladı.
BJP, 1998 ve 2004 yılları arasında Hindistan Parlamentosu'ndaki en büyük parti iken, diğer partilerle ittifakı nedeniyle o zamanlar sınırlıydı. Modi'nin 2014'te göreve başlamasından bu yana, BJP mecliste mutlak çoğunluğa sahipti ve partinin özellikle Müslümanlar ve Hıristiyanlar üzerinde kendi tekelinde hareket etmesine izin verdi.
IQNA- BJP, her zaman farklı dinlerin takipçilerinin barış içinde bir arada yaşamasıyla ilgilenen bir ülkede aşırı Hindu milliyetçiliğinde neden ısrar ediyor?
Narendra Subramanian- Hindistan, diğer birçok ülke gibi, farklı sosyal ve politik yönelimlere sahip güçleri içerir. Bazı hareketler ve partiler, farklı dini grupların bir arada varlığını vurgulamıştır.
Bu, esas olarak, Hindistan'ı tek başına veya sömürge sonrası dönemin çoğuyla ittifaklar yoluyla yöneten Hindistan Ulusal Kongresi (Kongre Partisi) için geçerliydi, ancak parti bazen belirli dini azınlıkları marjinalleştirdi.
BJP ve selefleri, sürekli olarak Hindulara sosyal ve siyasi üstünlük sağladı ve diğer dinlerin takipçilerini, özellikle Müslümanları ve Hıristiyanları marjinalleştirmeye çalıştı. Parti, Sihizm, Budizm ve Jainizm dahil olmak üzere Güney Asya kökenli Hindu olmayan dinlerin takipçilerini kabul etmeye daha yatkın.
IQNA- BJP'nin Hindistan'da iktidara gelmesinin ana nedeni neydi?
Narendra Subramanian- Bunun ana nedeni, son on yılda daha dilsel ve kast grupları (sosyal sınıflar) arasında daha başarılı olan çeşitli Hindu gruplarının etkili kültürel ve politik seferberliğidir. Diğer nedenler arasında örgütsel gücü, eski Kongre Partisi'nin düşüşü ve Hindistan'ın belirli bölgelerindeki diğer partilerin çoğunun kısıtlanması sayılabilir.
IQNA- Bazıları, BJP'nin Hindistan'daki Müslümanlara ve diğer dini azınlıklara yönelik eylemlerinin, partinin Hindistan'ın ekonomik ve siyasi sorunlarını çözememesinden kaynaklandığına inanıyor. Bu görüş ne kadar doğrudur?
Narendra Subramanian- Partinin ekonomik kalkınmayı teşvik etme ve (sorunları çözmede) etkili bir hükümet sağlama başarısının yanı sıra, başta Müslümanlar olmak üzere dini azınlıkların haklarını ve kaynaklarını sınırlamaya çalışır. Partinin ekonomik stratejileri, özellikle son beş yılda başarısız oldu ve bu, BJP'nin Hindu kültürel ve siyasi hegemonyasını vurgulama isteğini artırdı.
IQNA- Hindistan'daki HIDUTUA hareketinin ideolojik temeli nedir ve neden bu kadar popüler?
Narendra Subramanian- Hinduizm veya Hindu olma ideolojisi, Hindistan'ın ağırlıklı olarak Hindu bir ülke olduğu vizyonu etrafında inşa edilmiştir. Bu kültürel ve siyasi bir bakış açısıdır. İlk Hindu milliyetçi liderlerinden biri olan VD Savarkar, Hindu olmayı inanç ve dini uygulamadan ziyade kültürel ve bölgesel aidiyet olarak tanımladı. Şöyleki Hindistan bir anavatandır, kutsal bir toprak değil.
Otuz yıldan fazla bir süredir Rashtriya Swayamsevak Sangh'ı yöneten Golwalkar gibi bazı Hindu milliyetçileri, Müslümanların her zaman ikinci sınıf vatandaş olmalarını ve Nazi Almanyası'ndaki Yahudilerle aynı statüye sahip olmalarını istediklerini açıkça belirttiler. (Rashtriya Swayamsevak Sangh, Hindistan'ın şu anki iktidar partisi olan Bharatiya Janata'nın partisinin operasyonel kolu olarak bilinen militan, Hindu milliyetçisi ve Hint sağcı militan bir örgüttür).
IQNA- BJP'nin eylemleri ışığında Hindistan'ın geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Narendra Subramanian- BJP, Hindistan'ın ağırlıklı olarak Hindu bir ülke olarak görüşünü etkiliyor. Parti, 2019'daki son ulusal seçimde oyların yalnızca yüzde 37,4'ünü kazandı, ancak oyların geri kalanı farklı partiler arasında bölündüğü için parlamentodaki sandalyelerin salt çoğunluğunu kazandı.
BJP Hindistan genelinde seçmenleri harekete geçirmede en etkili parti olmaya devam ediyor. Diğer partiler ya daha sınırlı bir desteğe sahipler ya da örgütsel olarak zayıflar ve BJP'ye karşı çıkmak için birbirleriyle etkili bir şekilde ittifak kurmadılar.
Bu koşullar, BJP'nin ülkeyi etkin bir şekilde yönetmemesine ve son on yılda gelişme eğiliminin yavaşlamasına rağmen iktidarda kalmasını mümkün kılıyor.
4059335
