IQNA

Dünya Çevre Günü vesilesiyle inceleniyor;

İslam'ın çevre hareketindeki rolü

18:56 - June 05, 2022
Haber kodu: 3476350
İslam dünyasının birçok yerinde akademisyenler ve çevre aktivistleri, birçok toplumsal hareketi başarıyla harekete geçiren bir kaynaktan ilham almışlardır ve bu kaynak İslam dinidir.

IQNA’nın raporuna göre, Dünya Çevre Günü (WED), her yıl Haziran ayının beşinci günüdür ve çevrenin korunması konusunda kamuoyu bilincini artırmak ve politikacıları çevrenin ve hayvan türlerinin bozulmasıyla mücadeleye yönelik kararlar almaya motive etmek için Birleşmiş Milletler tarafından Çevre Günü olarak belirlenmiştir.

Nun Post haber sitesinde, Austin Buditi bir makalesinde "İslam'ın çevre hareketinde oynayabileceği rol" hakkında şöyle diyor: Dini olarak motive olmuş Müslümanlar, çevreye verilen zararı engellemekten dini olarak sorumlu olduklarına inanarak çevrenin korunmasını savunurlar, çünkü İslam sadece insanlığın korunmasını değil, aynı zamanda doğanın da korunmasını vurgular. Bu raporun başında belirtilmiştir ki: Dünyanın her yerinde toplum liderleri, politikacılar ve bilim adamları, yurttaşlarını iklim değişikliğiyle mücadeleye katılmaları ve ülkelerini çevresel bozulmanın tehlikelerine hazırlamaları için harekete geçirmenin en iyi yollarını arıyorlar. İslam dünyasının birçok yerinde akademisyenler ve çevre aktivistleri, geçmişte birçok toplumsal hareketi başarıyla harekete geçiren bir kaynaktan ilham almışlardır ve bu kaynak İslam dinidir.

Yazar, Fars  Körfezi Üniversitesi Yenileme ve Teknoloji Yönetimi Bölümü Direktörü ve "İslam ve sürdürülebilir kalkınma" kitabının yazarı Avde Reşid el Cuyusi’nin açıklamalarına değinerek  ‘’ İslam, insana tabiatın ve çevrenin mütevellisi ve koruyucusu olarak bakar. Her canlıya sahip çıkmak, sahibinin mükâfatlandırdığı bir şeydir, tüm varlıklar bir tesbih halindedir. Bu yüzden rahatsız etmek ya da zarar vermek, Allah’a tapan bir grubu susturmak ya da hayatın senfonisini bozmak demektir. Kuran-ı Kerim, dini metinler olarak kabul edilen hadislerin yanı sıra çevreyi korumanın önemini de vurgulamaktadır. Bu bağlamda, Kur'an-ı Kerim'in öğretilerinde sıklıkla alıntı yapılır’’ diyor.

İslam'ın çevre hareketindeki rolü

Buditi, "Çevreyi dini saiklerle koruma fikrini, yani din ile tabiat ve çevre arasındaki ilişkiye odaklanma fikrini savunan Müslümanlar, çevreye zarar vermemek için kişisel ve manevi bir görevleri olduğuna inanırlar. İslam, sadece insanlığın korunmasını değil, aynı zamanda doğanın korunmasını da vurgular’’ dedi.

İslam'ın çevre hareketindeki rolü

İstanbul'daki Hasan Kalyoncu Üniversitesi'nin kurucusu ve "İnsanın doğaya karşı tutumunun ahlaki boyutu" kitabının yazarı İbrahim Özdemir sözleri şu şekildedir: Dini değerler ve uygulamalar, insanın günlük yaşamıyla derinden iç içedir. Müslüman alimler, dini liderler, camiler ve dini grupların tümü, çevrenin ve doğal kaynakların yönetimi ve kullanımına ve genel olarak sürdürülebilir kalkınmaya yönelik tutum, görüş ve politikaların şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır.

Dünyanın en büyük Müslüman ülkesi olan Endonezya'nın çevreyi korumaya yönelik dini ilkelere dayalı yaklaşımının başarının en bariz örneği olduğunu belirtmekte fayda var. Bu ülkede din adamları, bilgeler ve siyasi yetkililer, biyolojik çeşitliliğin korunmasını dini bir görev olarak tanımlamak için çevre eğitimi ve Müslümanları bu ülkedeki ormansızlaşma ve ormansızlaşmanın uzun tarihine karşı durmaya teşvik edebilmek için İslami çalışmaları birleştiren bir çevre politikasının formüle edilmesinde yer aldı.

Çevre korumaya yönelik bu şaşırtıcı yaklaşım, Katar ve Türkiye gibi diğer Müslüman çoğunluklu ülkelere de yayılmıştır ve bu ülkelerde bir devlet dini olarak İslam'ın etkisi nedeniyle Müslümanların çevre korumaya yönelik desteği artmaktadır.

Al-Cuyusi'ye göre, dini duygular çevreye özen göstermede bir tür şefkat ve rasyonalite yaratır. Elbette İslam'ın mesajı yıkım ve karamsarlık değil, umut ve olumlu eylem hakkındadır.

Çevre hareketini desteklemede öncü olan Hüccetül İslam Muhammed Ali Şomali

İslam dünyasının her yerinde bu duyguya sahip bilim adamları vardır. Özdemir'in yanı sıra Pencap Üniversitesi'nden Ahtar Mahmud, İmam Humeyni Eğitim Araştırmaları Enstitüsü'nden Muhammed Ali Şomali, Kuds Üniversitesi'nden Mustafa Abu Sava ve ABD'deki George Washington Üniversitesi'nden Seyyid Hüseyin Nasr gibi bu harekete dahil olan akademisyenlerin listesi görülebilir.

İslam'ın çevre hareketindeki rolü

Bu coğrafi dağılım, İslam dünyasında destek kazanmaya başlayan çevre hareketine yönelik dini desteğin olduğunu göstermektedir. Nanyang Teknoloji Koleji'nde Muhammed Seyyid el-İslam'ın çevreye dair İslami görüşleri incelediği Singapur'a kadar uzanıyor.

Müslüman ülkeler çevre politikalarını geliştirmeli

Bahreyn, Kuveyt ve Umman gibi iklim koruma politikalarını destekleyen Müslüman çoğunluklu ülkeler, çevre politikalarını İslam'a bakarak geliştirebilirler.

Özdemir'e göre tabiat bir ayna gibi Yaradan'ın gücünü, güzelliğini, hikmetini ve merhametini yansıtır. Doğa, Allah'ın yarattığı dengeli, adil, barışçıl ve birleşmiş bir varlık olarak görülür . Ayrıca Kur’an doğanın düzenine, güzelliğine ve uyumuna yaptığı vurgu, Kur’an'ın anlattıklarıyla doğanın anlattıklarının arasında bir çelişki olmadığını belirtmektedir.

İslam'ın çevre hareketindeki rolü

2015 yılında, Afrika, Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika'dan bir grup dini lider, küresel iklim değişikliği hakkında İslami bir bildiri yayınlamak için İstanbul'da toplandı. Küresel ısınmaya acil ve radikal bir yanıt verilmesi gerektiğinden bahsedildi. Hatta törene Bosna Baş Müftüsü ve Uganda Müftüsü bile katıldı.

İslam'ın çevre hareketindeki rolü

Küresel iklimin korunmasına dair İslam bildirgesi'ni yazan ekipte yer alan Özdemir şöyle söylüyor: Modern bilimin doğa hakkında ne söyleyeceğini anlamaları ve diyaloğu kolaylaştırmaları için Müslüman alimler ve imamlar desteklenmelidir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında din ve kültürün rolü çok önemlidir.

İklim değişikliği: Orta Doğu'da büyüyen tehlike

Bugün, iklim değişikliği Orta Doğu'da ve başka yerlerde büyüyen bir tehlikeyi temsil ediyor, bu nedenle dini ve çevrenin korunması fikri giderek daha önemli hale geliyor. Dünyanın en hızlı büyüyen dini olan İslam, çevre hareketinde önemli bir rol oynayabilir.

İslam'ın çevre hareketindeki rolü

Budizm, Hristiyanlık, Hinduizm ve Musevilik gibi diğer dinler de, doğayı korumaya yönelik manevi göreve vurgularını İslam ile paylaştıkları için çevrenin dini olarak korunması için bir alana sahiptirler. 21. yüzyılın bitimine kadar dünyanın en yaygın dini olan Hıristiyanlıktan sonra Müslümanların sayısı arttıkça, Müslüman çevre aktivistleri, Budistler, Hindu Hıristiyanlar ve Yahudiler dahil olmak üzere diğer dinlerin izleyicilerinden daha geniş bir kitleye ulaşma fırsatına sahip olacak.

Al-Cuyusi, " Yeşil mesajı yayma, biyolojik çeşitliliğin korunmasını teşvik etme ve israfı azaltma kapasitelerini geliştirmeleri gerektiğinden, imamların söylemi anahtardır. İslam, iletişim yöntemlerini ve çevre yasalarını geliştirebilir ve reforme edebilir " dedi.

Bu nedenle Özdemir, İslam ülkelerinin çevreyi koruma ve sürdürülebilir kalkınma konusunda İslam düşüncesini kullanması ve İslam tarihinden miras kalan dini metinleri ve uygulamaları dikkate alması gerektiğine inanıyor.

Bu notun sonunda,  Müslüman siyasi ve dini liderler, büyüme ve refah elde etmek için işbirliğine ve alternatif çözümlere dayalı bir işbirliğine dayalı ekonomik model geliştirme sorumluluklarını yeniden gözden geçirmelidir.

4062022

Etiketler: çevre ، islam ، müslüman
captcha