Kur'ani yönetici Kur'an'ın öğretilerine dayalı hükümet ve idare stratejilerine değinen bir terimdir. Kur'ani yönetici hem burhan hem de tasavvuf ile donatılmalıdır. Çünkü Kur’an, hem akıl yani burhanı resmi olarak tanıyor hem kalbi idrak için gerekli kabul eder ve Kur’ani yöneticinin her ikisinden de faydalanması için ikisinin bir arada olması gerekir.
Kur’ani yöneticide bu iki sıfat birlikte bulunmalıdır. Bu iki sıfatın aynı anlamda olduğunu düşünenler yanılgıya düşmüşlerdir. Ve her inkılap ve her millet, bilhassa yöneticileri, bunlarla süslenmedikçe muhakkak hüsrana uğrayacaktır. Say-i Sadr, sabır ve tahammül yeteneği anlamına gelir. Ancak Şerh-i Sadr'ın açıklamasının farklı bir anlamı var.
Şerh-i Sadr yani başkalarının görmediği bir şeyi gören anlamına gelir. Şerh-i Sadr sahibi günümüzde fütürist bilgi olarak adlandırılan ve aynı zamanda eğitilebilir olan gizli krizleri görür. Al İmran suresi 7. ayetinde şöyle buyruluyor: Sana Kitabı indiren O'dur. O'ndan, Kitabın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem'dir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah'tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise: 'Biz ona inandık, tümü Rabbimizin katındandır' derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez. İmam Sadık diyor ki: : «العالم بزمانه لا تهجم علیه اللوابس Şüphe ve cehalet kendi zamanını tanıyana saldırmaz. اللوابس zamanın kalbinde yatan gizli krizlerdir. Bu özelliklere sahip kişi Şerh-i Sadra müttâkidir.
Allah Musa’ya Nâziât suresi 17. ayetinde şöyle buyuruyor: Haydi Firavun’a git! Çünkü o azmıştır.
Bu sırada Musa (as)'ın Allah'tan ilk istediği şey Şerh Sadr (göğsün genişletilmesi) idi.
Kur'ani yöneticiler yetiştirme planının dördüncü oturumunda Hüccetül İslam Hüseyni Muntazır’ın sözlerinden alınmıştır.
4059153