"Kalp" Kur’an'da çeşitli anlamlarda kullanılmıştır. Örneğin, hikmet ve anlayış anlamına gelen Kâf Suresi'nin 37. ayetinde: Şüphesiz bunda, aklı olan yahut hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.
Bazen Ahzâb Suresi 10. ayette belirtildiği gibi ruh anlamına gelir: Hani onlar size hem üst tarafınızdan hem alt tarafınızdan gelmişlerdi. Hani gözler kaymış ve yürekler ağızlara gelmişti. Siz de Allah’a karşı çeşitli zanlarda bulunuyordunuz.
Ayrıca Enfal Suresi 12. ayette de belirtildiği gibi kalp, duyguların merkezidir: Hani Rabbin meleklere, “Ben sizinle beraberim. İman edenlere sebat verin. Ben kâfirlerin kalplerine korku salacağım. Şimdi vurun boyunlarının üstüne. Vurun, onların bütün parmaklarına” diye vahyediyordu. Veya Al-i İmran suresi 159. ayeti: Allah'ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah'tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah'a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.
İnsan varlığında iki güçlü merkez olduğu göze çarpar: Birincisi, beyin ve sinir sistemi olan algı merkezidir ve bu yüzden aklımıza bir şey geldiğinde onu beynimizle analiz ettiğimizi hissederiz. Ancak beyin ve sinir sistemi aslında ruhun araçlarıdır.
İkincisi duyguların merkezidir, yani göğsün sol tarafında bulunan kalp ve ilk aşamada duygusal sorunlar aynı merkezi etkiler ve ilk kıvılcım kalpten başlar. Kötü bir haber duyduğumuzda o kalbin üzerindeki baskıyı hissederiz ve iyi bir şeyle karşılaştığımızda da etkisini ilk o noktada hissederiz.
"İdrak-algı" ve "duyguların" ana merkezinin tüm insan ruhu olduğu doğrudur, ancak fiziksel belirtileri ve tepkileri farklıdır. Algı tepkisi ilk olarak beyin sisteminde ortaya çıkar. Ancak sevgi, düşmanlık, korku, barış, sevinç ve hüzün gibi duygusal konuların tepkisi insan kalbinde ortaya çıkar. Öyle ki, bu şeyler yaratıldığında, etkilerini açıkça kalbimizde hissediyoruz.
Kur’an'da duygu meseleleri kalbe (bu organa) ve fikrî meseleler kalbe (akıl veya beyin manasına) atfediliyorsa, sebep yukarda söylenenle aynıdır ve yanlış değildir. Sonuçta, özel bir organ anlamına gelen kalp, insan yaşamında ve hayatta kalmasında önemli bir rol oynar, anlık durmasına yıkım eşlik eder. Öyleyse, ona fikri ve duygusal faaliyetler atfedilmesini engelleyen nedir?