IQNA

Yaratılışta insanın değeri ve yeri

16:45 - August 01, 2022
Haber kodu: 3476923
Kur'an-ı Kerim'e göre insan, akıl ve hikmet bakımından diğer canlılardan üstün bir varlıktır. Bu özellik, diğer özellikleriyle birlikte, insanın Allah’ın yeryüzündeki halefi olarak seçilmesini sağlamıştır.

İnsanın varlık yapısı, Kur’an-ı Kerim’de belirtildiği gibi yaratılışın en iyi yapısıdır. Tin suresi 4. ayetinde şöyle buyurulmaktadır: "Şüphesiz biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır." Bu varlık büyük bir kapasiteye ve yeteneğe sahiptir ve sınırsıza ulaşmak ister.

İnsanın doğuştan keramet ve erdeme sahip olduğunu ve bu kerametin onun insanlık konumunda yattığına işaret etmektedir. Bu kapasite tüm insanlarda mevcuttur. Bir kişinin bu kapasiteyi fark etmesi ve gelişmesi için çalışması yeterlidir.

Kur'an-ı Kerim'e göre insanın mutluluğa ulaşmasını sağlayan unsurlardan biri de akıl ve hikmeti geliştirmek ve bunları yaratılış gayeleri doğrultusunda kullanmaktır. İnsanın varoluşunda her biri onun mutluluğa ulaşmasında rol oynayabilecek tüm arzu ve özlemleri kendi içinde barındırır.

İnsanoğlu, doğal rehberlikle mutluluğun ve kurtuluşun yolunu bilemez ve bu yönde hareket edemez. Ancak hayvanlar, doğal ve içgüdüsel rehberlikle mükemmellik yolunda hareket ederler ve mükemmelliklerine ulaşmak için içgüdülerinin araçlarını kullanırlar. Ancak içgüdüleri insan liderliği rolünü üstlenme ve insanı sapma ve düşmeden kurtarma gücüne sahip değildir. İnsan kurtuluşu için akıl ve hikmeti ilk rehber olarak kullanır ve onu hayvanlardan farklı kılan budur. Elbette Kur'an-ı Kerim'de mümin ile kâfir arasındaki fark olarak akıl sahibi olmak ve akılcılığın kullanılmasından bahsedilmektedir. Şöyleki, bu anlamda kafirler, müminler gibi insan olmalarına ve insanlık vasıflarına sahip olmalarına rağmen, hakikatin işaretlerini görmezler veya görürlerse de düşünmezler, dolayısıyla hakka ulaşma güçleri yoktur.

Kur'an-ı Kerim haktan yüz çeviren insanları şöyle tarif eder: Bakara suresi 171. ayet: "İnkârcılara seslenenin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyen hayvana haykıran çobanın durumuna benzer. Onlar sağır, dilsiz ve kördürler; çünkü onlar düşünmezler."

Taberî (II, 79 vd.) ve İbn Atıyye (I, 238-239) gibi önde gelen müfessirler bu ayetle ilgili başlıca iki yorum aktarmışlardır: a) Hayvanın, kendisine seslenen çobanın sesini duyduğu halde ne söylendiğini anlamadığı gibi, kâfir de kendisine açıklanan ayetleri, tebliğ ve davetleri duyar da bunların içerdiği hakikatleri bir türlü anlamaz, bu sebeple de inkârından vazgeçmez. b) Kâfirlerin söylenenden hiçbir şey anlamayan putlarına yakarışları, çobanın ne söylediğini anlamayan koyunlarına seslenip durmasına benzer.

captcha