IQNA

Kur'an-ı Kerim'in bütünlüğü üzerine

16:06 - August 03, 2022
Haber kodu: 3476958
Kur'an-ı Kerim'de çeşitli konular, emirler ve yasaklar, Kur'an kıssaları ve hutbeleri ile ilgili derslere kadar hepsi aynı gayeyi takip eder ve tek bir maksada yönelirler. Bunu tek bir ayette özetlemek istersek "Allah'a koşun" (Zâriyât: 50) ayetinden yola çıkabiliriz.

Bir sözün akıcı ve etkili olabilmesi için kelime ve cümleler arasında daima bir tertip ve insicam aranır. Kur'an-ı Kerim belagatta eşsiz ve emsalsiz bir eser olduğuna göre, gerek kelime ve cümlelerin tertibinde, gerekse birbirini takip eden bu kelime ve cümleler arasındaki mana yönünde üstün bir insicamın varlığı muhakkaktır. Burada "bütünlük"ten kasdımız da bu manadadır. Kur'an-ı Kerim'de anlatılmak istenen en öz ve en net lafızlarla ifade edilir.

Kur'an, konuları kendine has bir bütünlük içinde ele almasına rağmen, insanların kitaplarında olduğu gibi, bir giriş-gelişme-sonuç tarzında hareket etmez. Her bir konuyu tek başına bir bölümde ele alıp anlatmak yerine, bütün konuları mucizevi bir şekilde iç içe geçirerek anlatır. Kur'an'da konular, o kadar iç içedir ki, bunları çoğu zaman birbirlerinden koparmak ve ayırmak mümkün olmaz. (sorularlaislamiyet)

Kur'an tilavet ettiğimizde ve vahiy kelamıyla aşina olduğumuzda, tüm bu ayetlerin ne için olduğu ve amacı hakkında aklımızda sorular oluşabilir? Yani bir ayet haram konulardan bahsederken, sonraki ayet bir şeyin zaruretinden bahsediyor, bir diğer ayet bir hikayeyi anlatıyor daha sonra hutbe veriyor ve sonra Allah'a imandan bahsettiği için bazı insanlar Kur’an okurken ayetlerin bağlantılı olmayıp dağınık olduğunu ve tutarlılıktan yoksun olduğunu düşünür.  

Bu soruya cevaben Kasas suresi 51. ayeti zikredilmiştir: "Andolsun, düşünüp öğüt alsınlar diye o sözü (Kur’an âyetlerini) onlara peş peşe ulaştırdık."

Bu bütünlük ve süreklilik nasıl anlaşılır? Nisa suresi 84. ayetinde şöyle buyurulmaktadır. "Kur'an'ı inceleyip düşünmüyorlar mı? Eğer Allah'tan başka birinden gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık ve çelişki bulurlardı!" Ayetinin  ifade ettiği gibi, Kur'an tutarsızlıklardan, çelişkilerden uzak; hem lafız hem anlam yönünden birbirini doğrulayan ve birbirini destekleyen ifadeleri bünyesinde barındıran bir kitaptır.

Tek tek ele alındığında birbiriyle çelişiyor gibi görünen iki cümle, Kur'an bütünlüğü içinde incelendiğinde, aksine birbirini tamamlar. Ayrı iken mantıken tutarsız görünmelerine rağmen, bu iki cümle birlikte bulunduğunda konu daha açık hale gelmektedir.

Ortaya şu soru çıkıyor:  Eğer Kur’an bütünlüğe sahipse nihayetinde bir amacı olmalıdır. Kur'an-ı Kerim'de birçok emir ve yasaklar, farzlar,  haramlar, hikayeler ve hutbeler vardır, bunlar ne içindir? Kitabın bir bütünlüğü olduğunu söylediğimizde açık bir amaç için gelmiş olmalıdır.

Zâriyât suresini okuduğumuzda peygamberlerin kıssasını ve Allah'ın yarattığı olaylara verdiği yeminleri, İbrahim (a.s), Nuh (a.s), Salih (a.s), Hud (a.s) kıssası vb. olayları  incelediğimizde davetlerin amacının neticede anahtar ayet denilebilecek ve bütün ayetlerin özeti olan bir ayete geliyoruz. Denilebilir ki, Kur'an'ın indirilişinin anlamı bu ayettedir: "O halde Allah’a koşun!" (Zâriyât: 50). Yani Allah’a doğru yönelip şirkten ve bozulmalardan kaçın.

Allah'tan başka her şey tehlike kaynağıdır. Çevrede tehlikeler varken "kaçmak-koşmak" anlamlı hale gelir. Eğer tehlike olmasaydı, Cenab-ı Hak bize kendisine koşmamızı asla tavsiye etmezdi.

Bizim için zorunlu ve gerekli olan ve Kur'an-ı Kerim'in bizi yapmaya davet ettiği şeylerden yola çıkarak görevimiz, hayatta her düşüncede, her kararda ve seçtiğimiz her yolda bu noktayı akılımızda tutmaktır. Her zaman Allah'a koşma yönüne mi, yoksa O’ndan başka bir şeye doğru mu ilerliyoruz ona bakmalıyız.

İranlı hafız Muhammed Mehdi Hakguyan'ın konuşmasından alınmıştır.

4069466

captcha