Kur’an-ı Kerim’in seyahat konusuna nasıl bakıyor?

Seyahat etmek sadece eğlence amaçlı avantajlar sağlamakla kalmaz, aynı zamanda kişinin zihinsel sağlığını iyileştirmede de önemli bir rol oynar. Bu yüzden İslam ve Kur’an-ı Kerim yeryüzünde seyahat etmeyi tavsiye eder.

İslam’ın çok özel ve derin bir seyahat anlayışı vardır. Kur’an’a göre seyahatin, zahiri etkilerinden daha çok manevi faydalara sahiptir, yani insanın fiziksel durumunu mutlu ettiği gibi, insanın ruh halinide iyileştirmektedir.

Kur’an-ı Kerim açısından seyahat etmek ve gezmek, geçmişin eserlerini ve koşullarını görmek ve onların yaşam tarzlarını düşünmek için en iyi fırsattır. Örneğin; yarı yıkık evler, medeniyet abideleri ve kısacık ömürlerinde sahip oldukları mallar gibi..

Mü’min (Ğafir )suresi 21. ayeti: “Yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden öncekilerin âkıbetlerinin nice olduğunu görmediler mi? Onlar, güçleri ve yeryüzünde bıraktıkları eserler itibariyle bunlardan daha üstün idiler. Böyleyken Allah onları günahları yüzünden yakalayıp cezalandırdı; kendilerini Allah’a karşı koruyan da olmadı.”

Bu ayet, daha önce yaşayanların inşa ettikleri sağlam binalardan bahsetmektedir. Artık harabeden başka bir şey olmayan bu yapılar, bir zamanlar uzun, hatta sonsuza kadar yaşayacaklarını zanneden insanları barındırıyordu. Bu nedenle Allah’ı unutup günahlara daldılar ve sonunda ne sağlam binaları ne de başka bir şey onları kurtaramayacakken günahlarının cezasını çektiler.

Dolayısıyla Kur’an’ın bakış açısına göre seyahat etmek, daha önce yeryüzünde yaşamış olanların hayatını dikkatle gözlemlemek ve üzerinde tefekkür etmeyi içermelidir. Bu yansıma bizleri de yakın zamanda bu dünyadan ayrılacağımıza ve gelecek nesillerin bizden ibret alacağı kanaatine ulaştıracaktır.