Kur’an felsefi bir teori sunmaya çalışmaz. Kur’an, insanın hayatın anlamını ve madde dünyasının varlığın tamamının değil , bir parçası olduğunu anlayabileceğine dair işaretler vermeye çalışır. Buna ek olarak kendisini vicdani, ahlaki ve şühudi ilkelere dayalı olarak davranmaya sevk eder.
Kur’an’ın amacı, insanın bunları düşünerek maneviyatı ve ahlakı elde edebileceğinin işaretlerini vermektir. Kur’an’a atfedilen herhangi bir felsefi görüş, Kur’an metni ile bir veya birden fazla filozofun öğretilerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuş bir görüştür. Kur’an felsefi bir teori sunmaz. Ancak müfessirler, filozoflar ve din alimleri her zaman Kur’an ayetlerinin yer aldığı felsefi teoriler kurdular ve bunları Kur’an felsefesi teorileri olarak sundular.
Her zaman bu teorileri kurabilirsiniz. Ama sorun şu ki bunlar Kur’an’a nispet verilmemeli. Çünkü teoriler eskimektedir, ancak Kur’an’ın sunduğu işaretler her zaman yenidir ve insanları her an maneviyat ve ahlaka yönlendirir.
Meâric suresi 20-21: “Başına bir fenalık geldi mi sızlanır durur. Ama ona bir nimet nasip olursa kendisinden başkasını yararlandırmaz. “ helu kelimesi insan tabiatındaki bazı olumsuz özellikleri ifade eder. İnsanın bu zaafı bu ayetlerde açıklanmaktadır. Başına yoksulluk, hastalık, korku vb. bir sıkıntı geldiğinde sızlanır, feryat eder ve ümitsizliğe kapılır; zenginlik, sağlık, güvenlik gibi nimet ve imkânlara kavuştuğunda ise bencilleşir, cimrileşir, eriştiği nimetleri Allah’ın bir lutfu olarak değil, kendi kudret ve gayretiyle elde ettiği varlık olarak değerlendirir; ne Allah yolunda harcamada bulunur ne de insanlara yardım eder. Bu insan bilimsel bir açıklamadır.
Ayrıca Kur’an’da " Alak Suresi 6-7. ayetinde : “ Hayır! Gerçek şu ki insan, kendini kendine yeterli gördüğü için çizgiyi aşar.” İnsanın sahip olduklarına aldanıp şımararak Allah’a itaatten uzaklaşması, kendini kendine yeterli ve başkalarından üstün görmesi, kaderinin kendi elinde olduğunu iddia etmesi vb. küstahça tutumları bilgi, iman ve basiret eksikliğinden kaynaklandığı için Allah tarafından kınanmıştır. Bunlar da insan bilimsel açıklamalardır. Ancak bu tanımların ahlak ve maneviyatın aynı iki amacını hedeflediğini unutmamalıyız. Kur’an’da insanın tanıtılması, insanın Allah’a iman yolunda bir adım atması ve maddi olmayan dünyaya dikkat etmesi, güçlü ve zayıf yönlerini göz önünde bulundurarak ve yetenekleri üzerinde düşünerek davranış ve inançlarını düzeltmesi içindir. Kur’anın insan bilimci açıklamalarını her felsefi insan bilimsel siteminde söylemek olur. Ama Kur’anın bu tasvirleri ifade etmedeki amacı insanı eğitmek içindir.
Araştırmacı ve felsefe öğretmeni Ali Mehcur’un IQNA ile ropörtajından alınmıştır.
4074459