Hz. İmam Hasan Askeri’nin kutlu doğumu

11. İmam, Hz. Hasan Askeri’nin (Allah’ın selamı ona olsun) kutlu doğumu dolayısıyla siz değerli okuyucularımıza o yüce hazretin biyografisini ve bazı hadislerini sunuyoruz.

İmam Hasan Askeri (a.s.) on iki imâmın on birincisidir. İsmi, Hasan olup, künyesi, Ebû Muhammed'dir. Zekî, Hâlis ve Sirâc lakaplarıyla da bilinir. Yaşadığı Samarra'da El-Asker Mahallesine nisbetle; El-Askerî diye meşhûrdur. İmâm-ı Ali Nakî'nin oğludur. Annesinin ismi Sûsen'dir. Babasıyla Sâmırâ’da, Asker mahallesinde oturdukları için ikisine "Askeriyyen” denmişti. Hz.İmâm Hasan Askerî’nin bir tek oğlu Hz.İmâm Muhammed Mehdî’den (a.f.) başka evlâdı olmamıştır. 

İmam Hasan Askeri (as) 22 yaşına kadar babası İmam Naki el Hadi ile beraber Irak’ta yaşadı ve zalim hükümetin yönetimi altında, Samerra’da yoğun konturol altında kaldı. 22 yaşında babasından İmamet ilmini ve makamını teslim aldı. On birinci İmam (as) ömrü şeriflerinde altı tane  Abbâsi halifesini (Mütevekkil, Muntasar, Musta’in, Mu’tez, Muhtedi ve Mu’temid’i) görmüş ve onların zamanında yaşamıştır.

Hicri kameri 8 rebiülevvel 260’da Allah resulünün pak torunlarından İmam Hasan Askeri 28 yaşında Irak’ın Samera kentinde şehit edildi.

İmam Hasan Askeri'den Hadisler: 

"İnsanların en takvalısı, şüpheli olan işlere teşebbüs etmeyen kimsedir; insanların en abidi, farzları eda eden kimsedir; insanların en zahidi, haramları terk eden kimsedir; insanların en çok çaba göstereni, günahları terk eden kimsedir.”

“Dostlarının iyisi, hatalarını unutup yaptığın iyilikleri aklından çıkarmayan kimsedir.”

“Ahmağın kalbi dilindedir, hekimin diliyse kalbindedir.”

“Bir kimseyi zahmete sokacak bir şeyle ona ikramda bulunma.”

“Allah’a ulaşmak (seyr-u suluk) bir yoldur ki, ancak geceleri dürmekle (ibadet ve duayla sabahlamakla) onu kat etmek mümkün olur.”

"Münakaşa yapma; yoksa değerin yok olur; şaka yapma; aksi takdirde başkaları sana cüret eder (heybetin sarsılır).”

"Müminin, onu zelil kılacak bir şeye meyletmesi onun için ne de çirkindir.”

"Cömertliğin bir haddi vardır, o haddi aşarsa israf olur; ihtiyatın bir miktarı vardır, o miktarı aşarsa korkaklık olur; iktisat için bir ölçü vardır, o ölçüyü aşarsa cimrilik ve tamahkârlık olur; şecaatin bir haddi vardır, o haddi aşarsa aldırmazlık (delilik) olur.”