İspanya’nın Granada Üniversitesi’nde sanat tarihi profesörü ve oryantalist Jose Miguel Puerta, Endülüs medeniyetinin Rönesans döneminde Avrupa’nın bilimsel ve sanatsal hareketinin oluşumundaki önemli rolüne değinerek İslam medeniyetini hem geçmişte hem de günümüzde Avrupa kimliğinin önemli ve temel bir parçası olarak nitelendirdi. Ülkesindeki baş döndürücü eserleri görünce bu eserlerin İslami arka planına ilgi duymaya başladı ve araştırmaları bir süre sonra akademik ve mesleki hayatının önemli bir parçası haline geldi. ‘El Hamra Sarayı’ ansiklopedisinin en önemli yazarlarından biridir.
IQNA ile yaptığı ropörtajda, İslam ve Endülüs sanatının Avrupa sanatına etkisinden, özellikle İslam ve Hristiyanlık arasındaki ortak medeniyet geçmişinin dinler arası diyaloğun şekillenmesinde ve Avrupa’daki İslamofobi dalgasına karşı mücadeledeki öneminden bahsetti.
Ropörtaj şöyle devam ediyor:
IQNA - Genel olarak Endülüs mimarisinde Kur’an motiflerinin yeri nedir?
Miguel Puerta- Kur’an ve Kur’an ayetlerinin Endülüs mimarisinde temel bir yere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu eserler cami ve saraylarda görülmektedir. Endülüs mimarisinde Kur’ani yazıtların önemi büyüktür ve iki yönü vardır: Bu yazıtlar süsleme tasarımında kalıcı ve merkezi bir varlığa sahiptirler. Camilerde dini bir hava yaratırken saraylarda ve kasırlarada ilâhî ve dünyevî gücün azametini o güç adına sembolize eder. Bu yazıtlar çeşitli hatlarda örneğin akıcı Endülüs hattı, Kûfi , Sülüs hattında fayans, mermer, ahşap ve kireç üzerine yazılmıştır.
IQNA - Acaba Endülüs Kur’ani sanatının Avrupa sanatı üzerine etkisi var mıdır?
Miguel Puerta- Endülüs’e komşu olan Hıristiyan ülkelerinde Kur’an yazılarının somut etkisi açıkça görülmektedir. Özellikle İber yarım adasında. Endülüs’ün İslam mirasına ait kısa Arapça yazıtlar Toledo’daki bazı kiliselerde ve Sevilla’daki saraylarda görülebilir. Çünkü burada yaşayanların çoğu İslami dönemde Endülüs krallarının tebaasıydı. Bana göre bazıları vahiy ile ilgili olan Arapça yazıları kullanmaya olan ilgi, genellikle onun tamamen süslemesinden kaynaklanmaktadır.
IQNA - Bugün İspanya’da İslam mimarisi ne kadar tanınıyor?
Miguel Puerta- Cordoba, Granada, Sevilla, Toledo, Malaga, Almeria, Murcia, Ronda ve Valencia gibi şehirlerde İspanyollar her gün Endülüs İslam mimarisinin kalıntılarını görüyor. Bu üç şehrin yanı sıra Malaga ve Almeria şehirlerinin de turistik şehirler olması nedeniyle İslam mimarisinin İspanya tarihinin önemli ve değişmeyen bir parçası olduğu söylenebilir. Ayrıca İspanyol profesör ve araştırmacıların bunun yanısıra hükümet ve bölgesel kurumların faaliyetleri de bunda büyük rol oynamıştır.
IQNA - Size göre, doğudaki İran ve Orta Asya İslam sanatı ile batısındaki Mağrip ve Endülüs İslam sanatı arasında ne derece bir bağlantı vardır?
Miguel Puerta- Endülüs sanatı, İslam sanatından ayrı anlaşılamaz. Çünkü Endülüs tarihinin her aşamasında doğuyla kültürel, ticari ve sanatsal ilişkiler olmuştur. Bahçelerin tasarımı, suyun mimarideki önemli rolü hatta Al-Hamra saraylarındaki Arapça şiir yazıtları dahil olmak üzere sürekli olarak Endülüs’ü İslam dünyasının doğusuna bağlar. Endülüs kraliyet bahçıvanları, yeni tarım teknikleri öğrenmek için Kuzey Afrika ve Doğu’ya seyahat ederek bitkiler hakkında olağnüstü yazılar yazmışlardır. Bu yöntemlerin bazıları Endülüs’te de uygulanmış olup bağlar bahçeler inşa edilmiştir. Ayrıca karşılıklı olarak hediyelerin ve sanat eserlerinin değiş tokuşu hakkında bilgiye sahibiz.
IQNA - Müslümanlar ile Hristiyan Batı arasındaki ortak kültürel geçmişe rağmen, şimdi Müslümanlara karşı bir aşırılık ve terör dalgasıyla karşı karşıyayız, bu kültürel geçmiş bu dalgaya karşı bir engel olabilir mi?
Miguel Puerta- Şu anda İslam ile Batı arasındaki bu ortak medeniyet geçmişine dikkat çekmek, Müslümanlara yönelik haksız olumsuz görüşlerin önünde bir engel oluşturmaktadır. Medyada Müslümanlara yönelik bu olumsuz ve haksız bakış açısı bu yüzyılın başından itibaren yayılmaya başlamıştır.
İspanya’da bu olumsuz görüş pek hoş karşılanmadı çünkü İspanyollar İslam kültürüne bu kültürün Avrupa’ya ve dünyaya kazandırdığı bilgi ve insani değerleri hayranlık ve övgüyle müşahede ediyorlar.
Bu gerçek, medyanın İslam hakkındaki tüm olumsuz propagandasına rağmen en azından akademik, araştırma ve kültür çevrelerinde bilinmektedir. Bazı Batı ülkelerinde ırkçı bir yapının varlığına rağmen Müslümanlarla birlikte birçok kültürel, sanatsal ve bilimsel faaliyetler yapmak var olan süreci düzeltmeye ve tersine çevirmeye yardımcı olmaktadır. Bu akımda geçmişte ve günümüzde İslam medeniyetinin insanlığın oluşumunda ve geleceğinde temel bir medeniyet olduğu vurgulanmaktadır.
Burada Barselonalı yönetmen Isabel Fernandez’in yönettiği ve Avrupa Birliği’nin mali desteğiyle kamuoyuna gösterilen ‘El Hamra’yı yaratanlar’ adlı filmden bahsedebiliriz. Bu filmde, Endülüs Müslümanlarının, dünyanın en güzel binalarından birini inşa etmek için ilmî gelişmeleri, Kur'an ve edebî kelimeleri kullanmaları anlatılmaktadır. Bu İspanyol yönetmen açıkça “Avrupa, İslam’sız anlaşılamaz, çünkü İslam hem eski hem de yeni dönemde Avrupa’nın gerçek kimliğinin oluşmasına katkıda bulunmuştur ” ifadesini kullanmıştır.
4110874