Hz. Fatıma’nın Duaları

Hz. Fatıma’nın dualarının bir bölümü, Allah’tan hacette bulunmak üzerine değildir; Hazretin, bazen dualarında herhangi bir şey talep etmeden, Allah’ın azametini ve sıfatlarını beyan ettiğini görüyoruz.

"De ki: Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin." (Furkan, 77)

“Kullarım sana beni sorduklarında bilsinler ki şüphesiz ben yakınım, bana dua ettiğinde dua edenin dileğine karşılık veririm.” (Bakara, 186)

“Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, duanızı kabul edeyim…” (Mü’min, 60)

Kuşkusuz dinde duanın yeri son derece önemlidir. Öyle ki hem Kur’an ayetlerinde hem de Ehli Beyt’ten bize ulaşan rivayetlerde sık sık hem duanın önemini hem de okunması tavsiye edilen çeşitli duaları müşahede ediyoruz.

Mübarek viladeti hasebiyle bu yazımızda Hz. Fatıma Zehra’dan (sa) bizlere ulaşan duaları kabaca birkaç bölüme ayıracağız.

Hz. Fatıma’nın dualarının bir bölümü, Allah’tan hacette bulunmak üzerine değildir; Hazretin, bazen dualarında herhangi bir şey talep etmeden, Allah’ın azametini ve sıfatlarını beyan ettiğini görüyoruz. (Tıpkı Cevşen-i Kebir Duası gibi[1]. Söz konusu duada hacet değil, Allah’ın isimleri zikredilir.)

Hz. Fatıma’nın Allah’a övgü içerikli dualarına örnek olarak Mefatihu’l Cinan[2] kitabında zikredilen, Hz. Fatıma’nın Selman Farsi’ye öğrettiği Hırz duasını (Nur duası) sayabiliriz.[3] Duanın girişi şu şekildedir:

بِسْمِ اللّهِ النُّورِ بِسْمِ اللّهِ نُورِ النُّورِ بِسْمِ اللّهِ نُورٌ عَلى نُورٍ

Nur olan Allah’ın adıyla. nurun nuru olan Allah’ın adıyla. nur üstüne nur olan Allah’ın adıyla…

Hz. Fatıma’nın dualarının başka bir bölümünde ise Hazretin manevi mertebeler istediğini görmekteyiz:

اللهم ذلل نفسی فی نفسی، و عظم شانک فی نفسی[4]

“İlahi! Kendi nefsimi benim nazarımda zelil, senin azametini ise gözümde yüce kıl”

Hz. Fatıma Zehra’nın dualarının bir bölümünün de beşeri olduğunu görmekteyiz; rızkın artması, hastalık ve belalardan uzak durmak gibi.

Hz. Zehra’nın dualarının yine bir kısmının başkaları için ettiği dualardan oluştuğunu görmekteyiz. Ehli Beyt’in de bu konuda yârânlarına sık sık tavsiyelerde bulunduğu rivayetlerde gelmiştir:

Hz. Musa Kazım, öğrencilerinden muteber bir isim olan Abdullah İbni Cundeb’e buyurmuştur: Her kim din kardeşinin gıyabında ona dua ederse arştan bir nidada bulunulur: “Ettiğin duanın yüz bin katı verilecektir.”[5]

Yine başkalarına dua konusunda başka bir rivayet zikredecek olursak:

Hz. Hasan Müçteba buyuruyor: “Bir gece annemi namaza durmuşken gördüm, sonrasında teker teker tüm komşu, Müslüman kadın ve erkekler için dua ediyor, isimlerini zikrediyordu. Onlar için Allah’tan hayır ve iyilik isteyip sorunlarının giderilmesi için talepte bulunuyordu. Ama kendisi için hiçbir şey istememişti. Anneme: “Anneciğim niçin başkalarına dua ettiğin gibi kendin için de dua etmiyorsun?” diye sordum. Annem: “Yavrum önce komşu, sonra ev” buyurdu.[6]

Ehli Beyt’in, taraftarlarına çok sayıda dualar öğretmesi ve bu konudaki vurguları, duanın önemini gözler önüne sermekle beraber, bizlere nasıl dua etmemiz gerektiğini de gösteriyor.

Hz. Zehra’nın kendisi gibi kıymetli dualarına başvurmak, kuşkusuz onun ilmi ve manevi yönünü tanımamıza da katkı sağlayacaktır.

Babasının annesi Hz. Fatıma’nın mübarek doğum günü, aynı zamanda Dünya Müslüman Kadınlar Günü’nü özelde Hz. Fatıma’yı örnek alma gayretindeki değerli kadınlara, genelde tüm Müslüman kadınlara tebrik arz ediyorum….

[1] Peygamber Efendimizden (s) nakledilen ve yüz bölümde Allah’ın 1001 isim ve sıfatını içeren dua.

[2] Şeyh Abbas Kummi’nin “Cennetlerin anahtarları” dua kitabı en kapsamlı dua kitaplarından biridir.

[3] Seyyid İbni Tavus’un Muhecûd-Dea’vat kitabında Selman Farsi’nin bu duayı Hz. Fatıma’dan öğrendiği ve Mekke ve Medine halkından çok sayıda kişiye öğrettiği ve onların şifa bulduğu zikredilir.

[4] Seyyid İbni Tavus, Muhecûd-Dea’vat, 7.

[5] Kuleyni, El Kafi, 2:508

[6] Allame Meclisi, Bihar’ul-Envar, 10:25.