Ayetullah Abulkasım Alidust Hamd suresi eksenindeki Kur’an tefsir toplantısında bazı açıklamalarda bulundu. Metin özeti şöyledir:
Kur’an-ı Kerim’de ‘haleka’ (yaratma anlamında) terimi ve türevleri yaklaşık 250 defa geçmektedir. Kur’an’da onlarca kez kullanılan bir diğer ifade de ‘ayet’tir (işaret). Allah kendisini bir alamete ve işarete sahip olarak tanıtır ve alemi ‘Ayetullah’ Allah’ın ayeti (delili) olarak tanıtır.
Hz Ali (a.s) Allah ile yaratılış arasındaki ilişkiye işaret etmiştir. Nehcü’l Belağa’nın ilk hutbesi şöyledir: “Allah sonradan olmaksızın vardır. Mevcuttur; yokluğu tatmaksızın. Her şey iledir; eşleşmeksizin. Her şeyden başkadır; ayrılmaksızın. Faildir, hareket ve alet olmaksızın.”
Hz Ali (a.s) bu ibaretin ilk bölümüyle tüm tanrıcılık fikrini reddediyor görünüyor. Panteizm yani doğa tanrıcılık Allah’ın dünyanın her yerinde aktığını ve etkisinin olduğunu ve ‘her şeyin Allah olduğu’ ilkesidir. Hz Ali (a.s) böyle bir görüşü reddeder.
İkinci bölümde ‘Her şey iledir; eşleşmeksizin. Her şeyden başkadır; ayrılmaksızın’ cümlesi yani Allah’ın yaratılışla ilişkisi bir mimar ve bir bina ilişkisi değildir. Böyle bir ilişkide, mimarın binayı inşa ettikten sonra, binanın sağlamlığında ve kuruluşunda hiçbir rolü yoktur ve mimar bir gün ölse bile bina ayakta kalacaktır. Hz Ali (a.s) Allah ile yaratılış arasındaki böyle bir ilişkiyi de reddeder.
Hz. Ali 195 hutbesinde insanlara öğüt vererek şöyle der: “Saltanatının eserlerini, yüceliğinin celalini açıklayan, gücünün harikalığı ile yarattığı şeylerde akılları hayrete düşüren ve sıfatının künhünü kavramak için uğraş verenlerin çabalarını alıkoyan Allah’a hamdolsun.”