Oryantalistlerin İslam ve Hz. Muhammed hakkındaki çalışmaları bulundukları dönemin özelliğine göre şekil almıştır. Örneğin Haçlı savaşları döneminde Müslümanları karalamak için İslam Peygamberi hakkında kötülemeyi esas alan bir yaklaşım benimsediklerini söyleyebiliriz. Kimileri Hz Muhammed'in geometri, dil bilgisi vb. alanlarda bilgi sahibi olduğunu ve ikna kabiliyetinin yüksek olduğunu iddia ederek bu özelliklerinin yanında büyüye dair bilgilerinin de olduğunu iddia etmişlerdir. Ayrıca Peygamberin çok eşliliğinden de suistifade edip bunları olumsuz izlenimler yaratabilmek için dillendirmişlerdir.
Öte yandan ifade etmek gerekir ki Osmanlı'nın Doğu Avrupa'yı fethetmesi de Batılıların o dönemde korkuya düşmelerine yol açmış ve İslam hakkındaki olumsuz ifadeleri de o dönemde tekrarlanmaya başlamıştı. Kur'an'ın İlahi bir kitap olmadığını savunanlar, İslam'ın Musevilik ve Hristiyanlığın farklı bir türevi olduğunu iddia etmişlerdir. Onlara göre Hz. Muhammed bu dinlere ait edindiği bilgileri amcasıyla gerçekleştirdiği ticari seyahatlerde elde etmişti.
Zaman zaman -hatta hakarete varan- bu gibi yanlışlara dayalı kaleme alınan eserlerin yanında kimi oryantalistlerin daha objektif olduğunu da müşahede ediyoruz. Örneğin Richard Simone yazdığı kitabında peygamberi takdir edici değerlendirmelerde bulunmuştur (1984). Aynı şekilde Pierre Bayle Hz. Muhammed'in üslubuyla alakalı olumlu yorumlar yapmıştır (1697).
Tabii ki bunların yaklaşımları Batılıların zihnindeki İslam ve Peygamber hakkındaki kötü imajı değiştirmeye yetmemiştir. Zira kilisenin bağnaz yaklaşımı ve politik sebepler kitleleri etkisi altına almıştır. Örneğin 1736'da Kur'an'ın aslına uygun ilk Latince tercümesini yapan George Sale Hz. Muhammed'in olağanüstü özelliklerini kişisel çıkarları için kullandığını iddia etmiş, onun varlığını da kendi Hristiyan inançlarının gereklerini yerine getirmemelerinden dolayı tanrının kiliseye bir cezası olarak görmüştür.
Özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Peygamberle ilgili çok sayıda kitap yazılmıştır. Bu kitapların amacı İslam'ın Arap geleneklerinin yanında Musevilik ve Hristiyanlıktan türetildiğini ortaya koymaktı. Ancak yine bunların yanında J. Fueck gibi oryantalistlerin de olduğunu zikretmek gerekir ki Fueck’e göre Hz Muhammed'in getirdiği öğretiler dönemin diğer dini kaynaklarının hiçbirinde yer almayan öğretilerdi. O vahyin tamamen orijinal olduğunu söylüyordu.
Şunu da son olarak söyleyebiliriz ki son dönem oryantalistleri Müslümanların bakışına uygun bir peygamber profili ortaya koymasalar da Hz Muhammed'in Allah tarafından gönderildiğini açıkça ifade etmişlerdir. Ayrıca son dönemlerde Montgomery Watt gibi pek çok ismin Kur'an ve Peygamberle ilgili çağdaş bilimsel metotlarla konuları ele aldığını söyleyebiliriz. Fakat yine de bazı önyargılardan kurtulamadıkları da eserlerinin bazı bölümlerinde görülebilmektedir ki bir kısmı eserlerinde Hz. Muhammed'i övmekle birlikte bazı konularda İslam'ın temelini sarsacak yorumlarda bulunmaktadırlar.