IQNA

Kur'an okulu; Tebve suresi hakkiında /31

Cihad ve Kıtâl arasındaki fark

16:48 - April 29, 2023
Haber kodu: 3480106
‘Kıtâl’ mücadele etmek aynı zamanda karşı tarafın hareket etmesini engellemek anlamında olup sadece öldürmek anlamına gelmez. Ancak cihadın anlamı mücadele etmekten daha geniştir. Mücadelede sıraya girme ve akışı bozma mücadelesi varsa da cihad temelde kültürel ve bilişsel bir olaydır.

Tahran Üniveristesi Kur’an ve Itret Okulu öğretim üyesi Hani Çitçiyan Tevbe suresi üzerinde düşünme dersler dizisinin 31. Dersinde şu açıklamalarda bulundu:

Tevbe suresinin bazı ayetleri İslam Peygamber’ine (s.a.v.) hitabendir. Allame Tabatabai El Mizan Tefsirinde Tevbe suresinin 73. Ayeti hakkında bazı noktalara değinmiştir. Allame Tabatabai bir konuda bir kişiye hitab edildiğinde konunun sadece aynı kişiyle ilgili olmasının şart olmadığını söylüyor. Burada konuşmayı işiten başka bir dinleyicinin o sözlerin muhatabı olmasıdır.

Tevbe suresi 73. Ayeti : “Ey Peygamber! İnkârcılara ve münafıklara karşı cihad et, onlara sert davran; onların varacağı yer cehennemdir ve bu ne kötü bir sondur!”

Bu ayette İslam Peygamber’ine (s.a.v.) bizzat hitab edilerek özellikle cihadı emretmektedir. Surede Resulullah’ın en önemli görevi cihad emridir. İslam Peygamber’i (s.a.v) diğer müminlere emredilen cihadın öncüsüdür.

Cihad ve Kıtâl farklı anlamlara sahiptir. Kıtâl yani mücadele etmektir. Mücadele karşı tarafın hareketini ciddi şekilde  engellemektir. Kıtal sadece öldürmek mi demektir? Tabi ki hayır sözlü mücadele yöntemleri ve kamu düzenini bozanlara karşı fiilî önlemler alma şeklinde de bu konu çözülebilir. Elbette burada tüm mücadele araç ve gereçlerine sahip olup bunları kullanmadan karşı tarafın hareketi engellenebilir. Buda bir tür kıtâl’dır.

Cihad’ın anlamı daha geniş olup kültürel, idrak edilebilen bilişsel bir faaliyettir. Kıtâl ise savaşı durdurma ve engelleme yönündedir. Cihad kıtâl’a ihtiyaç duyabilir ancak bilimsel, kültürel ve sosyal yönleriyle ondan üstündür.

Cihad da bir hareket yaratmak isterken Kıtâl da karşı tarafın hareketini durdurmak istersin. Kıtâl da yani mücadelede niyet durdurmaktır. Oysa cihadın çemberi mücadeleden daha geniştir.

Bu ayette cihad dan söz edildiğinde kâfirlerle cihad tan amaç tüm küfür meseleleridir. Burada sadece Mekke müşrikleri kastedilmemektedir. Din adına dinin üstünlüğüne karşı çıkanlar veya dinsizlik adına karşı çıkanlar kastedilmektedir. Bu sebeple kâfirler müşrikler, kitap ehli olanlar hatta münafık olan Müslümanları da kapsar.

Ayetin devamında “onlara sert davran; onların varacağı yer cehennemdir” yani ortaya konması istenen sertlik ve güç, savaş şartlarının câri olduğu durumlarda tâvizsiz ve kararlı davranma anlamındadır. Normal şartlarda yürütülen insan ilişkilerinde, meselâ turizm ve ticaret gibi alanlarda müslüman olmayanlara karşı bu buyruğun işletilmesi düşünülemez.

Al-i İmrân suresi 159. Ayetinde şöyle buyuruluyor: “Sen onlara sırf Allah’ın lütfettiği merhamet sayesinde yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi. Onları affet, onların bağışlanmasını dile, iş hakkında onlara danış, karar verince de Allah’a güven, doğrusu Allah kendisine güvenenleri sever.”

4107903

captcha