Kur'an ve İslâmî rivayetlerin hiçbirinde aşk kelimesi ve türevlerine rastlanılmadığı ve bu nedenle bizzat bunun, söz konusu terimin manevi bir anlamı olmadığına delalet ettiğini iddia edenler var. Her şeyden önce şunu unutmamak gerekir "aşk”, özü itibariyle menfi bir terim değildir.
Birincisi, bu kelime ve onun türevlerine Kur'an'da ve İslâmî rivayetlerde hiç rastlanmadığı ifadesinde hata var. Rivayetlerde, çok fazla olmasa da bu kelime kullanılmıştır. Meselâ, "ibadet" hakkında şöyle bir hadis vardır: "Ne mutlu o kimseye ki ibadete âşık olmuştur, ibadeti kalpten sever, bütün varlığıyla ibadet eder."
Yine aynı şekilde "Ne mutlu sana ey toprak, hesaba çekilmeksizin cennete girecek insanlar yatacak senin bağrında! Burası yiğit atlıların konağı ve aşıkların katledildiği yerdir." rivayetinde görüldüğü gibi İmam Hüseyin (as)'in ashabı vasfedilirken "âşıklar" tabiri kullanılmıştır.
İkincisi, "aşk” kelimesi, bizzat "aşk” adıyla geçmemiş olabilir. Bu bir şeyi değiştirmez; amaç, sevginin tutkunluk derecesine gelen haddidir. Düşünce ve iradeyi hakimiyeti altına alan ve iradeye galip gelen her sevgi, böyle bir duruma ulaştığı zaman, "aşktır. Yani cinnet ve deliliğe benzer bir durum söz konusudur; aşkın hakim olduğu yerde, aklın hakimiyeti yoktur artık.
Aşk budur işte! Başlıca kusuru insanın iradesini elinden almasıdır. Bu nedenledir ki, "tavsiye edilir yan"ı yoktur. Ne var ki, doğru bir çizgide seyretmesi halinde çok faydalı neticeler de verebilmektedir. Tıpkı insanın başına gelen zorluklar ve felaketler gibi; bazı zayıf insanların yıkılmasına da neden olabilmektedir. Bu cihetle, özü itibariyle olumlu da olsa, tavsiye edilebilecek tarafı yoktur.
Arifler aşkı tavsiye etmişlerse de onların kendilerince geçerli bir nedenleri vardır. Öne sürdükleri bu neden şudur:
Ariflere göre, kamil bir insan, yüzmeyi iyi bilen bir insan gibidir. Yüzme bilmeyen birinin denize düştüğünü görürse onu tutup dışarı çıkarabilir. Kâmil bir insanın kamil olmayan birisini etkisi altına alması halinde onu gözetleyip kontrol edebileceğine ve onu felaketten kurtarabileceğine inanılır. Yüzme havuzunda çocuklara verilen eğitim gibidir bu. Çocuğa, tek başına suya dalması elbette ki tavsiye edilemez; ama bir eğiticinin gözetimi altında olursa, faydalı sonuçlar alınacak ve çocuk, yüzmeyi öğrenecektir. Bir diğer bir bakışla ariflere göre aşk, kişiyi binlerce bağımlılıktan kurtararak bir tek şeye bağlanmasını da sağlar: İnsan Allah'ın birliğini kabul etmesi için bütün iplerin Allah'tan kaynaklandığına inanması için bağımlılıklarının hepsinden kurtulması gerekir.
İşte o zaman "putları inkar edip, Allah'a inanan kimse"nin (Bakara 256) şahidi olur...
Zehra Nur Bulut