Farklı dinlerde namaz

Namaz ibadeti, insanlığın var oluşundan beri, tüm kültür ve dinlerde farklı usul ve keyfiyetlerle var olagelmiş önemli bir ibadettir. İslam öncesi dinler de bir kısmı Kur’an’da zikredilen ibadet ve ritüeller vardı.

Namaz, Hz. Âdem’den itibaren bütün ümmetlerde farklı usullerle varlığı kabul edilen, Kur’an ve sünnette en çok konu edilen ibadet olarak yerini alır.

Hz.Muhammed’den (s.a.v.) önce, Hz. İsa’nın dininde namazdan bahsediliyordu. Kur’an Meryem suresi 31. Ayetinde onun ağzından Allah’ın namaz kılmasını emrettiğini anlatır:  “Nerede olursam olayım, o beni kutlu ve bereketli kıldı; yaşadığım sürece bana namazı, zekâtı ve anneme saygılı olmayı emretti; “

Ondan önce Allah Hz Musa’ya şöyle hitap etti: “Kuşkusuz ben, yalnız ben Allahım. Benden başka tanrı yoktur. O halde bana kulluk et, beni hatırında tutmak için namazı kıl.” (Tâhâ:14)

Hz Musa’dan önce kayınpederi Hz Şuayb şöyle namaz kılıyordu:  “Kavmi ise, “Ey Şuayb! Atalarımızın taptığı şeylerden yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi sana ibadetin (dinin) mi emrediyor? Oysa sen uyumlu ve akıllı birisin!” dediler.” (Hûd:87)

Hepsinden önce Hz İbrahim vardı ve Allah’tan kendisi ve soyundan gelenlerin namazı ikame edebilmeleri için şöyle dua etmiştir: “Rabbim! Beni ve soyumdan gelecek olanları namazı devamlı kılanlardan eyle; rabbimiz, duamı kabul et. “(İbrâhîm:40)

Lokman Peygamber evladına şöyle demiştir: “Yavrucuğum, namazını özenle kıl, iyi olanı emret, kötü olana karşı koy, başına gelene sabret. İşte bunlar, kararlılık gerektiren işlerdendir.” (Lokmân:17)

Burada ilginç olan nokta Kur’an’da genellikle namazın yanı sıra zekat da tavsiye edilir, ama genç bir çocuk buluğa erdiği zaman genellikle parası olmadığı için bu ayette namazın yanısıra zekat yerine iyiliği emretme kötülükten men etme tavsiye edilmiştir.

Muhsin Kıraati’nin ‘Namaz hakkında yüz on dört nokta’ adlı kitabından alıntıdır.