Ziyaret kavramı
Soru şu ki, insanlar hayattayken genellikle birbirleriyle tanışırlar, ancak yüzyıllar önce ölenlerin mezarlarına gitmek için buluşup ziyaret etmek ne anlama gelir? İslam öğretilerine ve Kur’an ayetlerine göre hiçbir insan ölerek bu dünyadan gitmez. Yani dünyevî kalıbı bozulduktan sonra onun için başka bir hayat vardır.
İnsan iki önemli parçadan oluşur: beden ve ruh. İnsan bedeni dünyada büyür ve yıllar içinde şekli değişir, yaşlılıkta ya da erkenden dünyadan ayrılır. Dini öğretilere göre ölüm, bu iki parçanın ayrılması anlamına gelir (‘Teveffâ’ kelimesiyle beyan edilir) ve yok olmak değildir.
Bu nedenle insan öldüğünde ruhu bedeninden ayrılarak Berzah alemine gider. Ruh bu alemde canlıdır ve onun için ölüm gelmemiştir. Ölüm, insan varlığının bütünü ve hakikati değil, beden içindir. İnsan Berzah aleminde maddi bedenden bağımsız bir yaşama sahiptir.
Kıyamet gününde insan ruhunun başka bir bedenle mi yoksa bağımsız olarak mı yaşamaya devam edeceği sorusunun kesin bir cevabı yoktur. Bu konuda farklı görüşler bulunmaktadır. Önemli olan insan öldüğünde sona erdi ve sona erdiği için onunla bağımız olamaz diyemeyiz.
Görünüşe göre ölmüş bir insanla görsel, fiziksel ve maddi bir bağımız olamaz ama ruhuyla olan bağımız devam eder.
İnsan öldüğünde Allah onun ruhunu bedeninden ayırır ama ikisi arasında yakın bir bağ olduğu için ruh bedenle olan bağını kolay kolay kesemez. Müminler hakkında ise ruh ve beden ayrıldıktan sonra, ruhları kabre konuncaya kadar bedeniyle birlikte kalır.
Bu durum İlâhi Peygamberler için de geçerlidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) vefat edince naaşı Medine Mescidi’ne defnedildiyse de, imanının eşsiz derecesinden dolayı saf ruhu vücudunu sarmış ve irtibat halindedir. Müminlerin ruhları, imanları ölçüsünde gömülü bedenlerine bağlı olup, kabirlerini ziyarete gidenleri görmekte ve idrak etmektedir.
IQNA’nın Havza hocalarından Hüccetül İslam Velmüslimin Muhammed Biyabani ile ropörtajından alıntıdır.
4143222
