İnsanların doğasında var olan keramet aynıdır

Kur’an ayetleri ve hadisler insanın iki tür keramet sahibi olduğunu söyler. Kimsenin diğerinden üstün olmadığı doğuştan gelen keramet ve diğeri ise değersel veya elde edilen ve kazanılan keramettir.

Bu keramet, insanın hür iradesi ile elde ettiği keramettir ve insanın nihai değeri de bu kerameti ile ölçülür. Değersel veya kazanılan keramet, insan hür iradesi ve zati yeteneklerini ahlaki fazilet elde etme ve gelişme yolunda kullanarak elde ettiği keramettir. 

Keramet kelimesinin genel bir anlamı vardır. Herkes kendi yerinde şeref ve büyüklük sahibidir. Kerim ve kerem olarak tarif edilecektir.

Üstad Cevad Amoli kerametin her alçaklıktan uzak büyük ruha dendiğini söyler.

İnsanın kerameti ya doğuştan gelir yada kazanılır. Allame Muhammed Taki Caferi tüm insanlara doğuştan bir keramet verildiğine inanır  ve bazı Kur’an ayetlerinde bu vurgulanır. Alime göre, her insanın doğuştan bir kerameti vardır ve insanın ten rengi, dili, ırkı veya dini nedeniyle birbirlerinden hiçbir farkı yoktur.

Allame Caferi kazanılan kerametin insanın yeteneklerinin, olumlu güçlerinin büyüme ve gelişmesi sonucu olduğunu söyler. İnsanoğlu yaratılışından itibaren doğuştan keramete sahiptir. Kazanılan kerametin ise elde edilmesi için çok çalışılması gerekir.

Doğuştan gelen kerametten kastedilen, Allah’ın insanı diğer varlıklara göre daha fazla üstünlüğe sahip olacak şekilde yaratmış olması ve en büyük erdemi ise insanın düşünme gücüdür. Bu ayrıcalık ve önceliğe herkes sahip olduğu için kimse övünmez.

Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetlerinde bu konu şöyle vurgulanmıştır:

Tîn suresi, 4. Ayeti: “Şüphesiz biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır.”

İsrâ suresi, 70. Ayeti: “Andolsun biz Âdemoğluna şan, şeref ve nimetler verdik; onları karada ve denizde taşıdık, kendilerine güzel güzel rızıklar verdik ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık.”

Mü’minûn suresi, 14. Ayeti: “Ardından nutfeyi (döllenmiş yumurta) alakaya (rahimde asılıp beslenen embriyo) çeviriyor, alakayı şekilsiz et (görünümünde) yapıyor, bu etten kemikler yaratıyor, daha sonra da kemiklere adale giydiriyoruz; nihayet onu bambaşka bir varlık halinde inşa ediyoruz. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah çok yücedir.”

Her ne kadar bir canlının bir çeşit fazileti olsada insan diğer canlıların sahip olmadığı akıl ve iradeye sahip olduğundan diğer canlılarla mukayese edemeyiz.

Astan Kuds Razavi İslami Araştırmalar Vakfı araştırmacısı ve ahlak ve eğitim bölümü müdürü Rıza Vatandust’un “Kur’an’a göre İnsanın Kerameti “ bilimsel toplantısındaki konuşmasından bir alıntıdır.

4145573