IQNA

Hakikatın üstünü örtmek en acı azapları beraberinde getirir

23:17 - June 12, 2023
Haber kodu: 3480610
Kur’an-ı Kerim’e göre gerçeğin üstünü kapamak sadece sözle ve salih ameller yapmakla affedilemeyecek en büyük günahlardan biridir. Kur’an’da bu günah kadar büyük çok az günah olup çok kötü sonuçları vardır.

Tefsir toplantısında Muhsin Fakihi Bakara suresinin 174-175. Ayetlerini açıkladı:

“Allah’ın indirdiği kitabın bir bölümünü gizleyenler ve onu az bir şey karşılığında satanlar yok mu, onlar karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. Allah kıyamet gününde onlarla konuşmayacak, onları arındırmayacak! Onlar için elem verici bir azap vardır.”

“Onlar, doğru yol karşılığında sapkınlığı, mağfiret karşılığında azabı satın almış kimselerdir. Ateşe ne kadar da dayanıklılarmış!”

  1. ayette büyük bir günah olan gerçeğin üstünün örtülerek gizlenmesinden bahseder. Bu durumda Allah’ın bildirdiği hakikatleri gizlemek, onları birer çıkar aracı olarak kullanmak Allah’ın indirdiklerini belirtilen yüce hedeflerinden saptırmak çok ağır bir günahtır. Bu günah karşılığında elde edilen menfaat maddî olarak ne kadar fazla olursa olsun, işlenen suçun ağırlığına nisbetle son derece önemsiz kalacağından, ayette bu menfaat için “az bir karşılık” tabiri kullanılmıştır.

Gerçeklerin üstünün örtülmesi Hakk’ın ortadan kalkmasına neden olur. Bazı insanlar dilleri, sessizlikleriyle ve amelleriyle  yanlış davranışları teyit ederler.

Bu suretle kutsal değerleri kullanarak çıkar sağlayanların bu sayede yiyip içtikleri şeyler gerçekte cehennem ateşidir. Allah onları kendisine muhatap almaya değer bulmayacak, onları arındırmayacak ve sonuçta acı bir azaba çarptırarak cezalandıracaktır. Çünkü onlar, Allah’ın ayetlerini çıkarlarına araç edinerek asıl anlamlarını gizleyecek biçimde yorumlayıp gerçek anlamlarından saptırmak suretiyle dünyevî bakımdan dalâleti hidayete, uhrevî bakımdan da azabı bağışlanma ve kurtuluşa tercih etmiş bulunmaktadırlar. 175. ayetin sonunda “Onlar cehennem ateşine bu kadar mı dayanıklıdırlar ki böylesine ağır günahları işlemeye cesaret edebilmişlerdir!” anlamında bir ifade kullanılarak son derece etkili bir uyarıda bulunulmaktadır.

Her nekadar böyle bir sorun tüm insanlar için mevcut olsada alimler ve nüfuzlu kişiler buna daha yatkındırlar. Onların amellerinin etkileri sıradan insanlardan daha fazladır.

Bu kimselerin gerçekleri gizleyip insanları yanıltarak sadece estağfarullah diyerek tevbe etmeleri kabul edilmez.

Ancak ne zaman ki hakikati gizleyerek saptırdıkları kimseleri hidayete erdirirlerse tövbeleri de o zaman kabul olunur. Bu nedenle alimlere, soylulara ve  öğrencilere insanları bilgilendirme konusunda ağır bir görev düşmektedir. Eğer hakikatın üstüne örterlerse büyük bir azaba çarptırılacaklardır. Bir kimse geceleri çok namaz kıldığını ve salih amel işlediğini söyleyebilir. Bu çok güzel ama doğruyu konuşması gereken yerde susması, susması gereken yerde konuşması çok ciddi sorumluluk gerektirir.

Gerçeği gizlemek, tüm ibadetlerimizin değerini yok edebilir. Çünkü fitneye sessiz kalanlar, fitneyi teşvik eder, kontrol edilemez ve durdurulamaz hale getirirler.

Bu gizlemeninde seviyeleri olduğunu söylemeye gerek yok. Bazen tevhid, nübüvvet, imamet vb. şeyleri gizleyerek insanların inançlarını batıl kılmak için bazen de insanların dinî hakikatlerini ve menfaatlerini gizlemek olup her birinin ayrı bir cezası vardır.

4126627

captcha