İran Uzmanlar Meclisi üyesi Ahmed Mübelliği’nin IQNA’ya verdiği notta şu açıklamalar yer almakta:
Kur’an-ı Kerim, Peygamber Efendimiz’i (s.a.v.) model olarak tanıtırken amacı bu rol modelin yönteminin güzellikle (insan doğasının aradığı güzellikle) uyum içinde olduğunu söylemektir.
Ne yazık ki dinin tanımlanması ve bir ümmet olarak toplumumuza tanıtılması sürecinde, insandaki güzellik duygusu görmezden gelinmiştir. Bu mesele kimi zaman ziynet olan her şeyin dinin hakikatinden yoksun olduğunu ve içinde dinin hakikatinin bulunduğu her şeyin güzellikten uzak olduğu fikrine neden olmuştur. A’râf suresi 32. ayetinde şöyle buyuruluyor: “De ki: “Allah’ın kulları için yarattığı süsü, temiz ve iyi rızıkları kim haram kıldı?”
Anlatılanlara bakıldığında iki sonuç çıkar: Birincisi din insandaki güzellik yönünü görmezden gelmemiş süslenmeye ve onunla olan ilişkiye önem vermiştir. İkincisi din Müslümanlara güzellikten uzak bir rol model getirmez. Aksine bu modelin öne çıkan özelliği güzelliktir, insan doğasında var olan bir güzelliktir.
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) davranışlarında tecelli eden bütün güzellikler arasında toplumla olan etkileşimine dikkat çekilebilir. Toplumsal farklılık yerine İslam kardeşliğine, nefreti yaymak yerine kalplerde iyilik yaratmaya, şiddet ve çatışma yerine toplumsal ahlâka, kabilecilik yerine ümmet içinde birliğe, korku ve terör yaymak yerine toplumda güvenlik ve huzuru yaygınlaştırma…vb önem vermiştir.
İslam dünyasındaki birçok grup ve akım, davranışlarında, ahlâklarında dini güzel bir şekilde yansıtmamakta bu nedenle, bu gruplar başkalarının yaşamlarında sorunlar, acılar ve şiddet yaratmış, bu da insanları dinden uzaklaştırmıştır.
4149027