Sosyal yolsuzluk ve adalet ilişkisi
Hz Ali’nin (a.s) yaşam ilkeleri her yönüyle , Kur’an’a ve Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sünnetine dayanıyordu. Bu mübarek insanın sosyal faaliyet ve çalışma alanındaki toplumla münasebetleri ilâhi ve nebevî emirler üzerine kuruluydu. Bu, insanlar için mükemmel bir örnek olarak kabul edilebilir.
Nehcü’l Belaga araştırmacısı Bahşali Kanberi Nehcü’l Belaga’ya göre sosyal ahlak dersler dizisinin onuncu dersinde “sosyal fesad” konusunda açıklamalarda bulundu. Özet metin şöyledir:
Merhum Seyyid Razi Nehcü’l Belaga’nın 129. Hutbesinin başında şöyle yazar: Hz Ali’nin (a.s) ölçü ve tarazi hakkındaki hutbesi, ticaret yapan, alım satımda tartı ve ölçmede hile yapanlardan bahseder.
Bu hutbenin konusu toplumsal ahlaktır. Hz Ali (a.s) her yerde adalete karşı çok hassas bir davranış sergilemiş olup bir Müslümanın bütün işlerini İslam’a göre yürütmesi ve İslam toplumunun da böyle olması gerektiğini vurgulamıştır. Önemsiz konulara dikkat edip önemli konuları unutmamak gerekir.
Hz Ali (a.s) bu hutbede diyor ki; İslam toplumunda herşey dengeli olmalıdır. Tüccar, hizmetli, üretici ve genel olarak devletin ve millet adalet temelinde hareket etmelidir.
Nehcü’l Belaga’nın 129. Hutbesi: Çevrendeki insanlardan dilediğine bak; yoksulluk içinde kıvranan fakirden, küfrü Allah'ın nimetiyle değişmiş zenginden, malını çoğaltmak için Allah'ın hakkını vermeyen cimriden, kulağını öğütlere sağır eden azgın inatçıdan başkasını görebilir misin?
Bu noktadan hareketle, yoksulluğun ve fakirliğin kökünü kazımak hükümetlerin, özellikle de İslami bir hükümetin sorumlulukları arasındadır. Toplumda fakirlik olduğunda, sosyal yozlaşmanın da görülmesi kaçınılmazdır. Ne yazık ki bunu kendi gözlerimizle görebiliyoruz.
4134126
