Furkân suresi 77. ayeti: “De ki: “Kulluğunuz ve niyazınız olmasa Allah size ne diye değer versin! (Ey inkârcılar!) Siz O’nun dinini yalan saydığınız için bunun günahı artık yakanızı bırakmayacak!”
Dua Kur’an-ı Kerim’de insani bir değer olarak belirtilmiş olup kim bu cevherden mahrum kalırsa Allah ona bakmaz. Buna göre insanın değeri, yalnız Allah’a kul olup O’nun dışındaki şeyler karşısında özgürleşmektedir. İnsan için en büyük suç ise –ister sözleriyle olsun, ister eylemleriyle olsun– ona kendi benliğini, gerçek insanlığını ve gerçek insanlık değerini, izzetini, onurunu kazandıracak temel kaynak olan Allah’ın dinini asılsız saymasıdır; insanoğlu yoldan çıkmışlığını sürdürdükçe dünya ve âhirette türlü şekillerde cezalandırılmaktan yakasını kurtaramayacaktır
Dua tüm insanların genel ihtiyacı olup maddi imkanlar beşerin manevi ihtiyaçlarını temin edemez. Herkesin hayatta başaramadığı birçok hayali vardır. Allah başarısızlık zamanlarında insana huzur veren ve onu asla hayal kırıklığına uğratmayan tek sığınaktır. Dua insanın şerefinin muhafazasıdır. Allah insanın kimseye kalbini açıp hatalarını başkalarının yanında söylemesine izin vermemiştir. İnsanoğlu sıkıntı ve acılar karşısında Allah’a yönelerek dua edebilmektedir.
İnsanoğlu hiçkimseye anlatamadığı şeyleri Allah’a dua ederek beyan eder. psikolojide de iç huzurun sağlanması için bir tahliye gerçekleşir. Psikolojik hastada bu iç huzuru yakalayabilmek için sorunlarını tahliye ederek nefes alır. İnsan’da Allah ile konuşarak dua yoluyla bu tahliyeyi gerçekleştirir.
Bu değerli kitap değerli bir cevher olup insanoğlunu Allah’a, Peygamber Efendimiz’e ve ahlaki okullara bağlar. Dua insana fikir ve arzular verir. İnsanoğlunu insan olmanın üst seviyelerine taşıyarak arzu edilen istekleriyle birleştirir.
Kazım Sıddıki’nin Mefatihu-l Cinan’ın 100 yıldönümü toplantısındaki konuşmasından alıntıdır.