Beşeriyetin sosyal hayat sahnesinde, her türlü günahtan ve yanlıştan arınmış, temiz olan çok az insan vardır. Çünkü insan sürekli dünyevi arzularla mücadele halindedir. Doğal olarak, bir kişinin tüm eylemlerinin doğru ve hoş olması beklenemez. Her insanın hayatında az yada çok sapma ve kayma görülebilir. Bu yanlışların ve sürçmelerin zararları her zaman sadece söz konusu kişiyi etkilemez, başkalarına da zarar verebilir.
Affetmek günahların Allah tarafından bağışlanması anlamında bir terimdir.
Hoşgörü ve affetme temelli eğitim yöntemi öğretmenin merhameti ve faziletleri, öğrenci hata veya yanlış yaptığı anda öğrenciyi azarlamasına ve cezalandırmasına engel olur.
İlâhi Peygamberlerin eğitimdeki en önemli yönteminin hoşgörü ve bağışlayıcılık olduğu söylenebilir. Bu, ilahi vahiyden kaynaklanan bir Kur’an yöntemidir. Allah kendisini kullarına Rahman ve Rahim gibi sıfatlarla tanıtır.
Kur’an-ı Kerim’de Hz Musa kıssasında bu bağışlama yansımıştır. Nisâ suresi 153. ayeti: “Ehl-i kitap senden, kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyorlar. Onlar bundan daha büyüğünü Mûsâ’dan istemişler, “Bize Allah’ı apaçık göster” demişlerdi de bu haksız davranışları yüzünden onları hemen yıldırım çarpmıştı. Bilâhare kendilerine açık deliller geldikten sonra buzağıyı (tanrı) edindiler; biz bunu da affettik. Ve Mûsâ’ya apaçık bir delil verdik.”