Hicabın dini hükmü değişmez şekli değişebilir
Hicabın hükmü ile bu hükmün kriterleri arasındaki konuyu tamamen ayırmak gerekir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) dönemindeki kadınların nasıl giyindikleri veya bu standartlara nasıl uydukları da diğer bir konudur.
Her dönemde insanların giyimi, aynı zamanda yerel geleneklerden, coğrafyadan ve sosyal şartlardan da etkilenmektedir. Sedece dini inanışlara bağlı değildir. O halde Peygamber Efendimiz (s.a.v) döneminde kadınların kıyafetleri nasıldı diye sormak yerine, dini tesettürün ne gibi özelliklere sahip olduğunu öğrenmek gerekir.
Bizim kendi gelenek ve göreneklerimiz var, benim Peygamber Efendimiz (s.a.v) döneminin kadınları gibi giyinmem şart değil, sadece şer’i hükümlere göre giyinmem gerekir.
İslam’a göre hicabın iki özelliği bulunmakta olup birincisi, cinsiyetin ötesine geçmektedir, yani tesettür hükmü hem kadınlara hem de erkeklere hitap etmektedir. İkinci özellik ise hicabın sadece giyimden ibaret olmayıp davranış ve konuşmayı da kapsamasıdır.
Kur’an-ı Kerim’in 30-31. ayetlerinde şöyle buyruluyor: “Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Allah onların bütün yaptıklarından haberdardır.”
“Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Dışarıda kalanlardan başka ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerinden bağlasınlar. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, başka kadınlar, hizmetlerinde bulunan köleleri ve câriyeleri, cinsel arzusu bulunmayan erkek hizmetçiler, kadınların cinselliklerinin farkında olmayan çocuklar dışında kimseye süslerini göstermesinler. Yürürken, gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah’a tövbe edin, umulur ki kurtuluşa erersiniz!”
Bu ayetlerde hitab hem kadınlar hem erkeklerdir. Ayrıca insanın bakışlarını kontrol etmeside hicabın bir parçasıdır. Ayetin devamında Müslüman erkek ve kadınların giyimi, davranışı, konuşması ve karakteri, çeşitli siyasi, sosyal, kültürel, bilimsel vb. iletişimlerde karşı karşıya geldiklerinde birbirlerinin dikkatini çekmemelidir aynı halde davranış ya da konuşma biçimi cinsel çekiciliği tetikleyacek şekilde olmamalıdır.
Hicabın kadını siyasi, sosyal faaliyetlerden vb. uzak tuttuğu düşüncesi yanlış bir düşüncedir. Eğer kadınlar evde kalacak ve toplumla ilişki kurmayacaklarsa hicaba da gerek kalmazdı. Aslında hicab kadının sosyal varlığını kolaylaştırır ve güvenliğini garanti altına alır.
İslam, farklı zaman ve mekân koşullarında farklı şekil alabilecek kanunlar dizisi sunmaktadır ancak önemli olan dini hüküm ilkelerinin kaybedilmemesi ve korunmasına dikkat edilmelidir.
İslam öğretilerinin bir kısmı kanun niteliğindedir. Yani bu kanun çeşitli zaman ve mekan koşullarına göre uygulanabilmektedir. Gelecek nesillere kalacak olan bu kanunlardır. Hicab ilkesi kalacak ancak şekli ve biçimi farklı koşullara göre değişebilir.
Fehime Ferehmendpur’un konuşmasından alıntıdır.
1478018
En çok konuşulan başlıklar 