Mucize İlâhi Peygamberlerin nübüvvetlerini ispat etmek için yaptıkları şeydir. Diğerlerinin böyle bir şey yapmaya gücü yetmez ve olağanüstü bir durumdur.
Mucizenin özellikleri arasında iki temel husus öne çıkar. Birincisi ilâhî fiil olması ve sadece peygamberlerin elinde zuhur etmesidir. İkincisi de mucizenin peygamberlik iddiasının ve meydan okumanın arkasından zuhur etmesidir.
Allah’ın son Peygamberi Hz Muhammed (s.a.v) Peygamberlik görevini açıkladığında birçok insan ona inanmamış, ancak sözlerini dinledikten ve mucizelerini gördükten sonra ona inanmaya başlamışlardır.
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) ilk ve en büyük mucizesi Kur’an-ı Kerim’dir. Vahiy Kelam’ının İslam Peygamber’inin (s.a.v) en büyük mucizesi olmasının çeşitli sebepleri vardır.
Bunun nedeni örneğin; Kur’an-ı Kerim’in dili ve anlatım üslubu, diğer şeylerin yanı sıra, bugüne kadar hiç kimsenin ortaya koyamadığı kadar özel ve dikkat çekicidir. Kur’an-ı Kerim bunun bir mucize olduğunu ispatlamak için tüm insanları Kur’an’dakine benzer bir ayet getirmeye davet etmiştir. Tûr suresi 34 ayeti: “Eğer doğru sözlü iseler onun benzeri bir söz getirsinler.”
Kur’an-ı Kerim, geçmiş kavimlerin ve peygamberlerin kıssalarını anlatmanın yanı sıra, geleceğe dair haberler vermekte veya bilimsel keşifler ve bilimin ilerlemesi sonucunda ancak yüzyıllar sonra anlaşılabilecek veya doğruluğu kanıtlanabilecek bilgiler sunmaktadır. Örneğin Mü’minûn suresi 14. ayetinde nutfenin oluşumundan bahseder: “Ardından nutfeyi (döllenmiş yumurta) alakaya (rahimde asılıp beslenen embriyo) çeviriyor, alakayı şekilsiz et (görünümünde) yapıyor, bu etten kemikler yaratıyor, daha sonra da kemiklere adale giydiriyoruz; nihayet onu bambaşka bir varlık halinde inşa ediyoruz. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah çok yücedir.”
Diğer bir mucize ise Şakk-ul Kamer olarak bilinen ayın ikiye bölünmesidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bunu kâfirlerin isteği üzerine yapmıştır. İslam Peygamber’i (s.a.v) parmağını aya doğrulttu ve ay ikiye bölündü. Bu mucize Kamer suresi 1-2. ayetlerinde şöyle zikredilir: “Vakit yaklaştı ve ay yarıldı. Onlar bir mûcize görseler hemen yüz çevirip, “Bu öteden beri bilinen bir sihir!” derler.”