Aşağıdaki özellikleri taşıyan bir iman makbul ve değerlidir:
1- Delillerle iman: Kur’an muhaliflerinden her zaman burhan ve delil ister. İbrahim suresi 10. ayeti: “Peygamberleri, “Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında bir şüphe mi var? O, günahlarınızı bağışlamak için size bir çağrıda bulunuyor ve size belli vakte kadar da süre veriyor” dediler. Onlar, “Siz de bizim gibi sadece insansınız; bizi atalarımızın tapmış olduğu tanrılardan uzaklaştırmak istiyorsunuz. O halde bize, açık bir delil getirin!” diye cevap verdiler.” Bir Müslümanın dinini başkalarının önünde delillerle savunması da doğaldır.
2- Amellerle iman: Kur’an’ın pek çok ayetinde iman edenlerden bahsedildiği zaman hemen ‘nefsi islah edici ameller’ den zikredilir. Bu tabir, bütün iyi ve değerli şeyleri yapmak anlamına gelir. Çünkü ‘mescid’ kelimesi bir cami, ‘mesacid’ kelimesi ise birden fazla cami anlamına gelmektedir. Lügatta ‘el Mesacid’ tüm camiler anlamındadır. ‘salih’ tek bir iyi amel, ‘salihat’ birkaç iyi amel, ‘el-Salihat’ tüm iyi işler anlamındadır. Kur’an-ı Kerimde “İman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanları “ buyuruluyor. Bu yüzden müminlerin sadece bazı amellerinin değil, tüm amellerinin doğru ve güzel olması gerekir.
3- Sağlam iman: Kur’an imanında kararlı davranan müminleri övmekte, onları cennete ve cennetin nimetlerine kavuşturmakla müjdelemektedir. Fussilet suresi 30. ayeti: “Rabbimiz Allah’tır” deyip de dosdoğru çizgide yaşayanlar, işte onların üzerine melekler şu müjdeyle inerler..”
4-Tam iman: Hadis-i şerifte okuyoruz: İmanın on derecesi vardır. Her müminin, imanının ve itikadının derinliği nisbetinde iman dereceleri olduğu açıktır.
İmam Sadık (a.s) tarafından bir ziyarete gönderilen bir kişi, döndükten sonra İmam’ın hizmetine gelerek o bölge halkını eleştirmeye başlayarak onların iman etmediğini söyler. İmam şöyle buyurur: İmanın on derecesi vardır, bazısının iki derecesi vardır, bazısının dört derecesi vardır, bazısının derecesi ise daha fazladır.
Hz Ali (a.s) şöyle buyuruyor: Allah’a yemin olsun ki bana dünyayı verseler bir karıncanın ağzından buğdayın kabuğunu zorla alma yeteneği verselerde bunu yapmayacağım.
Bu konu Hz Ali’nin iman derecesini göstermektedir.
Mekarımü’l-Ahlak duasında şöyle okuyoruz: “Allah’ım! İmanımı mükemmel eyle.
5- Halis iman: Amellerimizin ve imanımızın değeri samimiyetimize ve ihlasımıza bağlıdır, ne kadar saf olursa o kadar makbul olur. Kur’an, iman eden ve imanında haksızlık etmeyenleri övmektedir. En’âm suresi 82. ayeti: “İnanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır.”
6- Bilince ve sağduyuya dayalı iman: İnsanın güç ve yetki sahibidir. Şüpheler, pişmanlıklar, eleştiri ve disiplin insanın özgür iradesinin nedenleridir. İman değerlidir. İnsan buna bilinçli olarak ve hiçbir zorlama olmaksızın ulaşmıştır. Kur’an-ı Kerim’in Bakara suresi 256. ayetinde şöyle buyuruluyor: “Dinde zorlama yoktur. Doğru eğriden açıkça ayrılmıştır. Artık kim sahte tanrıları reddeder de Allah’a inanırsa kopmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah her şeyi işitir ve bilir.”
7- Düşünme ile iman: Kur’an’ın bakış açısına göre, iman değerlidir. Kur’an’da yaratılışın düşünceye ve akla dayalı olması gerektiğini okuyoruz. Al-i İmrân suresi 190. ayeti: “Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün farklı oluşunda aklıselim sahipleri için elbette ibretler vardır.”
Muhsin Kıraati’nin İnanç İlkeleri (Tevhid) kitabından alıntıdır.