IQNA

Nehcü’l Belağa ışığında sosyal yaşam / 17

Her gün nasıl bayram olur?

21:29 - October 11, 2023
Haber kodu: 3481976
TAHRAN (IQNA) – Ne zaman nefsimize hakim olup akıl, ruh, konuşma, davranış ve amel dahil olmak üzere beş kuvvetimizi kontrol edebilirsek işte o gün bizim bayramımızdır ve nefsimize hakim olmuşuz demektir.

Hz Ali’nin (a.s) hayat prensipleri her yönüyle Kur’an’a ve Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) sünnetine dayanıyordu. Sosyal hayatında da İlâhi emirlere ve Nebevi sünnete göre hareket etmiştir.

Nehcü’l Belaga araştırmacısı Bahşali Kanberi, sosyal ahlak toplatılarının 17. dersinde kişisel gelişim  konusunda açıklamalarda bulundu:

Bu dersimizde Nehcü’l Belağa’da kişisel gelişim konusuna değineceğim. Nehcü’l Belağa’daki en güzel hutbelerden biri 176. hutbedir. Bu hutbe önemli olmakla birlikte insanın kendini geliştirmesinde de çok etkilidir.

Bu hutbenin kişisel gelişimle ilgili bölümünü ele alacağım. Hz Ali (a.s) Nehcül Belağa’daki hikmetli sözlerinden birinde insanın dikkatli olup Allah’a karşı isyan ve günah işlemediği her günün onun bayramı olduğunu söyler. Dolayısıyla Nehcü’l Belağa’ya göre bayramın bir kriteri vardır. Bayram bir gün değildir ve sadece Şevval ayının ilk günü değildir.

Bayram yani insanın nefsini, aklını, konuşmasını,davranışlarını ve eylemlerini kontrol altına alıp kimseye zarar vermediği, yanlış düşüncelere kapılmadığı gündür, işte o gün bayramdır. Çünkü o gün nefsimize hakim olmuşuzdur. Hz Ali’ye göre bayramın göreceli bir anlamı olup belirli bir günün bayram olması söz konusu değildir.

Bayram kendimize hakim olduğumuz ve nefsimize Allah için kurban verdiğimiz günüdür. Bahsettiğimiz bu kurban farklı alanlardadır. Ve Hz Ali (a.s.) bu hutbesinde bunlardan birinden bahsetmiştir.

Hz Ali (a.s) 176. hutbede şöyle buyuruyor: “Sonra dikkat edin de güzel ahlakı bozmayın ve değiştirmeyin. Tek dilli olun, herkes dilini korumalıdır. Çünkü bu dil sahibine asidir.

Allah'a andolsun ben, dilini korumadıkça sakınan kula bu sakınmasının fayda verdiğini görmedim. Mü'minin dili, kalbinin arkasında; münafığın ise kalbi dilinin arkasındadır. Mümin, bir söz söylemek istediğinde kendi kendine düşünür, hayırsa söyler, şer ise vazgeçer. Münafık ise, kendisine ne getireceğini, ne götüreceğini düşünmeden diline geleni söyler.”

Bu cümlede bahsedilen beş alandan ikisine değiniliyor. İlki amel alanıdır. Yani kendi dilimiz dışında yaptığımız ameller. İkinci olarak değinilen konu konuşmadır. “dilinizi hazine sandığında saklayın dilin çok fazla aktif olmasına izin vermeyin”. Dilimizi üst çene ve alt çene arasında bir sandık içine yerleştirilmiştir. Bu nedenle onu açmalısınız, dili her zaman ve her yerde kullanmamalısınız.

Hz Ali bir başka yerde dili akrebe benzeterek eğer serbest bırakılırsa başkalarını sokacağını söyler. Bunu önlemeliyiz. Dil iki ucu keskin bir kılıçtır. Dünyayı yakabilir, ailevi ilişkileri bozabilir. İnsanları karşı karşıya getirebilir. Aynı zamanda iyi ilişkiler yaratabilir ve ilişkileri iyileştirebilir.

Hz Ali (a.s) dilimizi iyi muhafaza edebilmemiz için dikkatli olmamız gerektiğini ve diğer uzuvlarımızıda iyi kullanmamızı tavsiye eder.

4134177

captcha