Aksa Tufanı, İsrail'in "yenilmezlik" imajını kırdı
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim'de işgal rejimine karşı "Aksa Tufanı" isimli geniş kapsamlı bir operasyon başlattığını açıklamıştı.
Peki bu operasyonun Normalleşme sürecine giren Netanyahu kabinesi için siyasi sonuçları nasıl olacak ve işgal altındaki toprakların geleceğini nasıl etkileyecektir?
IQNA Haber Ajansı, Aksa Tufanı'nın önemi ve sonuçları konusunda gazeteci Mahmut Muslihan ile bir röportaj gerçekleştirdi. Aşağıda bu röportajı okuyabilirsiniz:
1- Hamas, Aksa Tufanı operasyonunda İsrail'in güvenlik sistemine nasıl darbe vurmayı başardı?
Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail 'in tarihinde görmediği bir operasyon başlattı. İsrail'in imaji yerle bir oldu. Askeri esir alındı, en korunaklı bölgelerine sızıldı. Bu operasyon tam anlamıyla profesyonel bir ordunun yapabileceği kapasitedeydi. Önce, radar ve gözetleme noktaları etkisiz hale getirildi ardından ölümcül darbe vuruldu. Paramotorlarla sınırı geçen direniş güçleri İsrail 'in dünyaya sunduğu "yenilmezlik" kaidesini auta çıkardı. Israil; ordusuyla, istihbaratıyla ve güvenlik güçleriyle tam manasıyla bir çöküş yaşadı.
2- Bu operasyonun siyasi sonuçları nasıl olacak? Başka bir deyişle bu operasyon Netanyahu'nun siyasi hayatına son verecek mi?
Siyasi olarak şu an Netanyahu'nun eli güçlenmiş duruyor. Fakat iki nokta önemli; birinci nokta, esirlerin aileleri Netanyahu'ya baskı yapıyor. Daha önce de yargı paketiyle zor anlar yaşayan Netanyahu bu olayla iyice güç kaybetti.
İkinci nokta ise olası kara harekatına başlamak için sınır hattinı gezen Netanyahu oradaki aslerlerin hoş olmayan sözleri ile karşılaştı. Askerler Netanyahu'nun konuşmasını dahi engellediler. Hamas kanadına bakılınca uluslararası toplumda elini güçlendirdi. Her ne kadar bugünlerde baskı olsa bile Hamas ilerleyen zamanlarda Aksa Tufanı operasyonunun meyvesini yiyecektir.
3 -Aksa Tufanı operasyonuna neden İsrail tarihinde benzeri görülmemiş deniliyor?
Aksa Tufanı, direniş güçlerinin neler yapabileceğinin bir provasıydı. Yerin altında yıllardır yürütülen çalışmalar bize gösterdi ki; Hamas bu operasyona çok iyi hazırlanmış. Bir fotograf servis edildi kamuoyuna; iki İsrail askeri birer hayvan gibi yerlerde sürükleniyordu. Bu fotoğrafın ortaya çıkmaması için İsrail neler feda etmezdi ki. 1945 yılında meydana gelen olayın intikamını alan İsrail, askerlerinin lavabodaki görüntülerini izlemek zorunda kaldı. Savaşın sonucu ne olursa olsun, İsrail'in filmlerle anlattığı "güçlüyüz" mesaji tarihe karıştı. İsrail, düzenli bir ordu ile başa çıkacak durumda değil. Bu net bir şekilde görüldü.
4 - İslam ülkeleri, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılara karşı nasıl bir tavır sergilemeli?
Müslüman devletler hızli bir şekilde Gazze'ye yönelik ablukanın kaldırılması için girişimlerde bulunmalı. Oradaki insanlara ulaşmak ilk hedef olmalıdır. Hemen ardından İsrail misyonları ile temas en alt noktaya çekilmelidir. Ortak fikir yürütmek için İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan faydalınabilir. Halklar hükümetleri baskı altında tutuyorlar, hükümetler de bu durumu İsrail'e yansıtmalı. Bir an önce Gazze'ye yönelik siyasi seçenekler ön plana sürülmelidir. Her zaman bunu ifade ediyoruz, kim ne derse desin. Mezhep, etnik kimlik, ideolojik saikler dışarıda bırakılmalıdır. İslam ülkeleri Filistin için tek bir mekanizmaya dönüşmelidir. Hamas'a yönelik olumsuz tavır içerisinde olanları görüyoruz, bu söylemlere itibar edilmemelidir. Direniş unsuları koşulsuz desteklenmelidir.
