Al-i İmrân suresi 164. ayeti: “Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah’ın âyetlerini okuyan, onları arındıran, onlara kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Hâlbuki daha önce onlar, apaçık bir sapkınlık içinde bulunuyorlardı.”
Yüce Allah’ın insanlık tarihi boyunca onların içinden peygamber seçip göndermesi, insanlara lutfetmiş olduğu en büyük nimetlerinden biridir. Çünkü peygamberler insanlığa daima yol gösterici olmuşlar, onların maddî ve daha ziyade mânevî alanlarda kalkınmalarını ve ilerlemelerini sağlamışlardır. Her peygamber insanlığa yeni ufuklar açmış, yenilikler getirmiş ve kendisine inananların insanca yaşamaları için onlara doğru yolu göstermiştir.
Allah Kur’an’da yarattığı ve insanlara bahşettiği göz, kulak, akıl, akıl, dostluk, eş, çocuklar, sevgi, şefkat ..gibi nimetlerden her birinin Allah’a şükretmeyi gerektiren nimetler olduğundan bahseder.
Allah verdiği bu nimetlerden bahsederken hiçbiri için minnet kelimesini kullanmamış sadece bu İlahi nimetlere bakarak Allah’ın eserlerini ve kıymetini bilmelerini istemiştir. Resullerin göderilmesinin nimeti öyle büyüktür ki Allah müminlerin bu nimetin büyüklüğünü anlamalarını istemiştir. Allah’ın insanlar arasından hikmet sahibi birini seçip onlara ilahi ayetler okuması, nefsini kötülüklerden arındırması, kalplerini Kitap ve Hikmet nuruyla aydınlatması büyük bir nimettir. Eğer bu nimet olmasaydı insanlar diğer bütün nimetleri boşa harcayacak ve onlardan gerektiği gibi yararlanamayacaklardı.
Bu nimet, Allah’ın, diğer bütün nimetlerine anlam kazandıran doğru yola ileten bilime, erdeme, fazilete, sanata ilahi bir davetidir. Herkesi doğru yola ulaştırır. Aslında insan, fazilet, takva ve nefis mertebesine ulaşamazsa, her nimet, onun için bir vebal ve sorumluluk olacaktır.
Varoluşun en yüce cevheri, ilahi peygamberlerin rehberliğine uyarak kemale ulaşabilen, maddi ve manevi her türlü nimetten faydalanabilen insan nefsinin cevheridir. İnsani cevheri kendinde bulamayıp onu örten ve kötülüğe yönelenlerin dünyadan ne çıkarları olabilir? Onlar hem dünyayı karıştırdılar, hem de çıkardıkları yangında kendilerini yaktılar.
Peygamberlerin öğretilerinin özünü içeren dünya edebiyatı da insanın lütuf duyması gereken nimetler arasındadır.
Üstad Hüseyin Muhyiddin Kumşei’nin “Kur’an ile 365 gün sohbet” kitabından alıntıdır.
4119886