Dinî ıstılahtaki mânası ise necâset denilen maddî pislik ve hades denilen, ibâdetlere mâni hükmî kirlilik hallerinden temizlenmek demektir.
Kalbin temizliğinden pekçok kez Kur’an- Kerim’de bahsedilmiş olup kalb-i selim yani sukûn ve selamet üzere olan bir kalp Allah’ın dergahına çıkabilir. Allah’la ilişkileri yoluna koymuş, dengeyi ve kıvamı bulmuş, kullarla arasındaki mesafeyi uygun biçimde ayarlamış, dünyanın ve âhiretin sorumluluklarını yeterince özümsemiş, dışarıdan herhangi bir müdahaleyle sapmayacak kadar sağlam bir gidişat tutturmuş, sükûneti ve selâmeti giyinmiş bir kalp…
Namazın da Kur’an-ı Kerim gibi zahirî ve batınî vardır. Eğer zahirde yaptığımız şey doğru ise batına doğru uçmamıza vesile olur.
Namaz marifet ve aşka dayanır.
Namaz ihlas ve muhabbetten doğar.
Namaz huşu içinde kılınır.
Namaz gurur ve riyadan uzak olmalıdır.
Namaz yapıcı ve yön verici olmalıdır.
Namaz endişe olmadan canı gönülden kılınmalıdır.
Muhsin Kıraati’nin “Namaz hakkında yüz on dört nokta” adlı kitabından alınmıştır.