İnsan için anlama ve algılama ilkesini kabul ettik. Öyleyse onun için anlamaya ulaşmanın aracı olarak da bir araç düşünmeliyiz. Örneğin, bu araçlardan ikisinden bahsediyoruz:
1- Pek çok durumda insan, bilginin aracı olan beş duyu sayesinde iyiyi kötüden, çirkini güzelden ayırabilmektedir. Yani insanı tanımanın araçlarından biri duyularıdır.
2- Akıl, hata olasılığı duyulara göre daha düşük olan ama aynı zamanda hata da yapan bir araçtır.
Eğitimde akıl ve mantık çokça kullanılmış olup eğitimcinin bilgileri öğrenciye akıl ve mantık yoluyla aktarmasıyla bilinçlenmesi sağlanmıştır. Akıl bir meselenin sebeplerini inceler ve eğer bir sorun yoksa onu teyit eder.
Nuh Peygamber , kavmini akıl yoluyla eğitmeye çalışmış, insanın, göklerin ve yerin yaratılışına, yaratıcının tek olduğuna dair deliller göstermiştir.
Nuh Peygamber’in getirdiği bazı delillere değinelim:
Hz. Nuh (a.s) ilk olarak insanın yaratılışının farklı aşamalarını zikreder. “Ardından nutfeyi (döllenmiş yumurta) alakaya (rahimde asılıp beslenen embriyo) çeviriyor, alakayı şekilsiz et (görünümünde) yapıyor, bu etten kemikler yaratıyor, daha sonra da kemiklere adale giydiriyoruz; nihayet onu bambaşka bir varlık halinde inşa ediyoruz. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah çok yücedir.” (Mü’minun:14)
Hz. Nuh’un (a.s) delillerinden bir diğer yedi göğün yaratılışıdır. “Görmüyor musunuz Allah yedi göğü birbiriyle nasıl uyumlu yaratmıştır?” (Nuh:15)
Bütün insanların bir araya gelseler gözle görülen bu gökyüzünü inşa edemeyecekleri açıktır. Hal böyleyken insanlardan daha zayıf olan putlar nasıl bunların yaratıcısı olabilir?
Nûh aleyhisselâm önceki ayetlerde Allah’ın varlığını ve kudretini gösteren insanın oluşum ve gelişimiyle ilgili delillere dikkat çekmişti; burada da dış dünyadaki delillerden örnekler verilmektedir.