Kur’an-ı Kerim’e göre iman ve huzur ilişkisi
Burada onaylamak anlamına kullanılan “tasdik” kavramı teolojik bir mahiyete sahip olup, Allah’ın ulûhiyetine, rablığına ve tekliğine yönelik, Hz. Peygamber’in Allah katından getirmiş olduğu şeylerin tamamına inanılması ve kalben onaylanması anlamına gelmektedir.
İnsanoğlunun geçmişte ve günümüzde aradığı şey huzurdur. Özellikle günümüzde kimlik bunalımı ve huzursuzlukla karşı karşıyayken, insan huzur bulmak için her yola başvurmaktadır. Yeni ve sahte irfan türlerinin gelişmesi, uyuşturucu ya da sakinleştirici kullanımının artması, bu karışıklığın yoksulluk ve ihtiyaç duygusunun açık kanıtlarıdır.
Sağlıklı bir insanın en önemli özelliği huzur duygusu olup insanoğlu bu iç huzur sayesinde gelişebilir, büyüyebilir ve kemale ulaşabilir. Vahiy Kelamı insanın huzura kavuşması için bir reçete sunar.
Aslında Kur’an’da gönül huzurunun ayrı bir önemi vardır. Öyle ki, İslam’daki en kapsamlı dini kavram olan iman kelimesinin kökeni, barış, sükunet, her türlü korku ve kederden uzak olma anlamına gelen “أمن” kelimesinden türemiştir.
Bu konu Allah’ın sözlerini kabul etme ve iç huzuru elde etmek arasındaki bağlantıyı göstermektedir.
Kur’an-ı Kerim’in En’âm suresi 82. ayetinde şöyle buyruluyor: “İnanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır.”
Allah müminlere güven ve huzur verir ve bu onların imanlarını güçlendirmelerine yardımcı olur: Fetih suresi 4. ayeti: “İmanlarına iman katsınlar diye müminlerin kalplerine huzur ve güven aşılayan da O’dur. Göklerin ve yerin askerleri yalnız Allah’a aittir ve Allah her şeyi bilmekte, yerinde yapmaktadır.”
