Şükretmek insanın ruh sağlığını nasıl etkiler

IQNA - Şükür, kelime anlamı olarak “övmek, iyiliğe karşı dua etmek, kanaatkârlık, müteşekkir olmak, iyilik bilmek, güzelliğin takdiri ve minnettarlık” dahil olmak üzere bütünü temsil eden bir kavramdır.

Dilimize Arapçadan geçen “şükretmek” kelimesi ise Türkçe anlam olarak “Allaha duyulan minneti ifade etmek, iyiliğe karşı gösterilen memnuniyet, insanın halinden memnun olması” olarak sözlüklerde ifade edilmektedir. 

Şükretmek huzura ulaşmamıza yardımcı olan stresli anlarda duygusal ve psikolojik çöküşü önlemenin altın anahtarıdır. Çünkü kişinin bilişsel, duygusal ve davranışsal alanlardaki sağlığını temsil eder.

Şükretmeyi bilişsel süreçte anlayabilmek için iki önemli nokta vardır. Birincisi şükretmeyi bilmektir. İkincisi ise şükrü fark etmektir. Bu eylemin sonucunda olumlu bir sonuç verebileceğini ve şükür duygusuyla iyiliğin, güzelliğin alıcısı olduğunu fark etmek anlamına gelmektedir.

Şükran duygusuna sahip olan insan nimeti azaptan ayıran ilim ve idrak alanında bir olgunluk ve sıhhat seviyesine erişendir. Duygu ve hisler alanında şükran, kişinin grur, kin, kıskançlık gibi psikolojik ve duygusal sorunlara maruz kalmadığına işaret eder. Davranış alanında dil ve amelleriyle şükran ifadesinde bulunmak ruhen sağlıklı olduğunu gösterir.

Şükreden insan düşünce, duygu, davranış ve amelleriyle bu şükran ruhunu gösterir. Bu yüzden insan nekadar latif ve sağlıklıysa bu şükretme ruhu onda daha da artar.

İbrahim suresi 7. ayetinde şöyle buyruluyor: “Hani rabbiniz, ‘Eğer şükrederseniz size (nimetimi) daha çok vereceğim, nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım pek şiddetlidir!’ diye bildirmişti.”

Kur’an’nın bazı ayetlerinde Allah’ı zikretmenin yanında şükretmemizde emredilmiştir. Bu ikisinin birlikte olması Allah’ı ve O’nun nimetlerini hatırlatmanın şükran duygusu yarattığını göstermektedir. Allah’ın verdiği nimetleri hatırlamamak ise nankör olmamıza neden olur.

Bakara suresi 152. ayeti: “Artık siz beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, bana nankörlük etmeyin!”

Allah’ın mukadderatına olan iman ve güven huzur ve  gönül rahatlığı verir. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerif’inde şöyle buyuruyor: Kim Allah’ın kendisi için takdir ettiği şeye iman ederse mutlak ona ulaşacak, kalbi huzur ve sakinliğe kavuşacaktır.